Arapça'dan Osmanlıca'ya Geçen Sözcüklerin Anlamsal Açıdan İncelenmesi

Dünya dilleri arasında en zengin kelime hazinesine sahip olan dillerden biri olarak bilinen Osmanlı Türkçesi; Arapça ve Farsça’dan aldığı kelime ve yapılardan oluşan bir yazı dilidir. Türk’lerin İslamiyeti kabulu ile başlayan kültür etkileşiminin bir sonucu olarak Türkçe’ye, Arapça ve Farsça’dan çok fazla kelime girmeye başlamıştır. Günümüzde Osmanlıca sözcükler incelendiğinde; özellikle Arapça ve Farsça dillerinden on binlerce kelimenin Türkçe’ye dahil olduğu görülmektedir. Ancak; zamanla Türkçe’de kullanım alanı kazanan bu yabancı sözcükler, söz konusu dillerden orijinal biçimleriyle alınmasına rağmen belli bir süre sonunda değişime uğramışlardır. Zamanla anlamsal veya dilbilgisel farklılıklarla değişim gösteren bu yeni sözcükler, mübalağa veya kinaye gibi farklı amaçları kapsayan kullanımlar sonucunda mecaz anlamlar da kazanmıştır. Osmanlıca’da yer alan bütün yabancı sözcükleri kapsamasa da; kelimenin gerçek anlamı dışında, hatta zıt anlamı ile kullanılmaya başlanması, bu durumun ortaya çıkardığı sonuçlardan biri haline gelmiştir. Osmanlıca’da farklı bir kullanım alanı bulan Arapça sözcükler bu dilin zenginleşmesine büyük katkılarda bulunmuştur. Söz konusu farklılıklara örnek olarak; Arapça kaynaklarda çoğul biçimde kullanılan bazı kelimelerin, Osmanlıcada tekil olarak değerlendirilmesi, ifade edilebilir. Aynı şekilde Arapça’dan Osmanlıca’ya geçerken anlam daralması, anlam kayması ve anlam genişlemesi gibi durumlarla farklılığa uğrayan birçok kelime de, yukarıda ifade edilen kullanım alanları ile ilişkilendirilmektedir. Bu çalışmada Osmanlılar’ın Arapça’dan edindikleri sözcükleri nasıl kullandıkları incelenmekte ve karşılaştırmalı bir şekilde ele alınmaktadır. Bu çalışma bir derlemedir. Konuya ilişkin literatür çalışması yapılmıştır. Başta Türkçe olmak üzere, Arapça ve Farsça kökenli birçok sözcük ve dilbilgisi kuralını içeren Osmanlıca, zengin bir dil olarak karşımıza çıkmaktadır. Osmanlıca’da çok fazla Arapça kelime kullanılmıştır. Osmanlılar, atalarından miras kalan Türkçe’yi, tarihi ve kültürel bağları gereğince Arapça’dan aldıkları sözcüklerle genişletmişler, bu kelimeleri farklı kullanımlarla kendilerine mal etmişlerdir. Anahtar sözcükler: Osmanlıca, Arapça, Anlambilim, Yabancı Sözcükler. Abstract: Ottoman Turkish, known as one of the richest languages in terms of vocabulary, is a literary language composed of words and structures taken from Arabic and Persian. As a result of the process which is a cultural interaction starting with the acceptance of Islam, many words entered into Turkish from Arabic and Persian. When examining Ottoman Turkish words today, it is seen that there are tens of thousands of words included in Turkish from Arabic and Persian. However, these foreign words that have been used in Turkish over time have been changed after a period of time although they were taken from relevant languages in the form of their original forms. These new words, which evolved over time with semantic or grammatical differences, have also gained figurative meanings as a result of uses involving different purposes such as exaggeration or contempt. Although all foreign words in the Ottoman language are not included, the beginning of the using words out of their real meaning, even with antonym, has become one of the consequences of this situation. The Arabic words that find a different usage area in the Ottoman language has made a significant contribution to the enrichment of this language. As an example of relevant differences, some words used in Arabic sources in plural form can be expressed and evaluated as singular in Ottoman Turkish. Similarly, when transferring from Arabic to Ottoman, many words that differ in terms of semantic restriction, semantic shift, and meaning extension are associated with the usage areas mentioned above.In this study, the usage of words that Ottomans got from Arabic is examined comparatively. This study is a collected work. The relevant literature has been reviewed. The Ottoman language, which includes many words and grammatical rules originating from Arabic and Persian, mainly in Turkish, comes up as a rich language. There are many Arabic words in Ottoman language. The Ottomans enlarged the Turkish language inherited from their ancestors with words they received from Arabic in compliance with the historical and cultural ties and appropriated these words. Keywords: Ottoman Turkish, Semantics, Foreign Words. 

___

  • AKSAN Doğan, (2000), Her Yönüyle Dil, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. AVCI, Yaşar (2006), “Arapça Kökenli Osmanlıca Sözcükler”, Yüksek Lisans Tezi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, Arap Dili ve Belagatı Bilim Dalı, Van. DEVELİOĞLU Ferit, (1970), Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lugat, Ankara: Doğuş Ltd. Şti. Matbaası. KOMİSYON, (1994), “Osmanlı Türkçesi”, Yeni Rehber Ansiklopedisi, C. XVI, 69, İstanbul. LEWİS Bernard, (2000), “Çağdaş Arapçanın Siyasi Terminolojide Osmanlı Mirası” L. Carl Brown, İmparatorluk Mirası, (Haz : Elçin Genç) İstanbul. MUTÇALI Serdar, (1995), Mu’cemü’l-Arabıyyu’l-Hadîs, İstanbul: Dağarcık Yayınları. ÖZHAN, Davut., (2005), ‘‘Osmanlıca Karakterlerin Yapay Sinir Ağları İle Tanınması’’, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Elektrik Eğitimi Bölümü, Ankara. PEHLİVAN, Ramazan, (2014), ‘‘Resim Tabanlı Osmanlıca Belgelerde Sınıflandırma’’, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Kültür Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Matematik Bilgisayar Anabilim Dalı Ankara. SAMİ, Şemseddin, (2005), Kâmûs-i Türkî, İstanbul. TİMURTAŞ, Faruk Kadri, (1995), Osmanlı Türkçesi Grameri, İstanbul. YILDIZ, Musa. (2008). Arapça'nın İslamî İlimlerdeki Yeri ve Önemi. Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi. (09.12.2014) tarihinde, http://www.ilamer.org/diller/ arsiv/arapcanin_islami_ilimlerdeki_yeri_ve_onemi.pdf sayfasından erişilmiştir.