Kronik obstrüktif akciğer hastalığı, dünyada olduğu gibi ülkemizde de önde gelen mortalite ve morbidite sebeplerinden biridir. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı yaşayan bireyler kendi deneyimleri, bilgileri, maddi ve manevi değerleri, inançları ve kişisel gereksinimleri doğrultusunda kendi hastalık algılarını oluşturmaktadır. Geliştirilen bu hastalık algıları, bireyin hastalığa karşı olan duygusal tepkisini ve tedaviye uyum gibi davranışlarını doğrudan etkileyerek yaşam kalitesinde değişimlere sebep olabilmektedir. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı tedavisindeki öncelikli hedefler yaşam kalitesini arttırmak ve semptom kontrolünü sağlamaktır. Bu bağlamda, tedavi planının oluşturulmasında hastaların hastalık algılarının ve kronik hastalığa bağlı olarak yaşam kalitesinde oluşan kısıtlanmaların belirlenerek tedavi planına dahil edilmesi gerekmektedir. Bu derlemede, kronik obstrüktif akciğer hastalığı hastalarının hastalık algılarının belirlenmesinin önemi ve bunun yaşam kalitesine olan olumlu etkileri literatür bilgileri eşliğinde irdelenmiştir.

Chronic obstructive pulmonary disease is one of the leading mortality and morbidity causes not only in our country but also over the world. Those suffering from chronic obstructive pulmonary disease shape their own illness perceptions according to their experiences, knowledge, moral and material values, beliefs and personal needs. These illness perceptions shaped directly affect one’s behaviors like emotional reactions against disease and adaptation into treatment and may change their quality of life. Basic objectives of thetreatment of chronic obstructive pulmonary disease are increas equality of life and to achieve symptom control. In this sense; it is necessary to determine patients’ illness perceptions and restrictions on quality of life caused by chronic disease and to include them into treatment play while treatment plan is being made. In this review, importance of exploring chronic obstructive pulmonary disease patients’ illness perceptions and positive effects of it upon quality of it were discussed in line with the relevant literature.