Görsel Sanatlarda Özel Alan ve İktidar İlişkileri

1970 sonrası düşünürlerin, sanatçıların, özellikle feministlerin toplumsal yapı içinde “özel alanda yaşanan iktidar ilişkileri” açık bir biçimde gündeme getirdikleri bir konudur. Jenny Saville’nin dramatik çözümlemeleri, Şükran Moral, Birgit Jurgensen ve Cindy Sherman’ın yerleşik kültüre açık eleştiri getirmeleri gibi, bir çok sanatcı da işlerinde farklı yöntemler kullanarak eleştirel yapıtlarını oluştururlar. Bu sanatcılar, çalışmalarında kendilerinin ait oldukları cinsel kimlik sorunlarını da öne çıkararak, günümüzde yaşanan toplumsal cinsiyet kodlarını redderler. Bunu yaparken kadınların içinde bulundukları ve aslında erkeklerin iktidar olmasını amaçlayan hatta onun için kurulmuş gerçeği, sanat yapıtları aracılığıyla güncel pratiklerle sorgulayarak daha geniş bir hesaplaşma başlatırlar. Başlatılan hesaplaşmada, özel alana eleştirel yaklaşılırken, ikili ilişkiler ve aile içi ilişkilerin mahrem yanları öne çıkarılır. Özel alan ilişkileri kapsamında yaşananların genellikle gizli ve dokunulmaz nitelikte olması gerçeği, sanatçıları, mahremiyete ve küçükten büyüğe mülkiyet ilişkileriyle hesaplaşmaya götürür.

Relations between Private Space and Power in Visual Arts

“Power relations in the private space” is a subject that started to be precisely brought into question by philosophers, artists and especially feminists in the social structure after 1970. Marlene Dumas’s dramatic resolutions, combination of visuality and verbality and Şükran Moral, Birgit Jurgensen and Cindy Sherman’s open criticisms about the established cultural state. In their works, these artists reject today’s social gender codes by highlighting their own sexual identity problems. While doing this, they start a broader settlement by questioning the states of women, which actually targets the male power, and even the truth that is established for that with current practices through artworks. In these settlements, private aspects of dual relations and intrafamilial relations are brought to forefront while approaching the private space in a critical way. The fact that experiences within private space relations are generally secret and inviolable leads artists to settle with privacy and property relations from minor to major.