İnziva: İnsanın Kendine Yolculuğu

Felsefenin en büyük çağrılarından biri hiç kuşkusuz Sokrates’in dilinde ifade bulan “kendini bil” çağrısıdır. “Kendimi araştırdım” diyen Herakleitos’a kadar geri götürülebilecek olan bu çağrı, düşünce tarihi içinde insanın kendini arayışının, kendine yaptığı yolculuğun en açık ifadesidir. Çağlar, felsefeler, dinler ve Osmanlı’nın son dönem aydınlarından Ahmet Mithat kendini bilmeyi “hikmetin başı” (re’s-i hikmet) olarak tanımlamıştır. Sadece felsefede, düşüncede kendisine bir yer bulmakla kalmayıp ahlâk ve din dilinde, gündelik hayatta ve halk bilgeliğinde de belirgin yer tutan “kendini bilme”, bu makalede, varoluşun anlamının sorgulanması süreci olarak inziva, insanın kendine yaptığı bir yolculuk, bir anlam arayışı olarak değerlendirilecek ve felsefe tarihinden örneklerle ele alınacaktır. Bu örneklerden ilki, Samsatlı Lukianos’un bazı oyunlarında ve Dostoyevski’nin Yeraltından Notlar isimli eserinde görülen “her şeyin boş olduğu” anlayışıdır. İkinci tür inziva, Nietzsche’nin Zerdüşt Böyle Buyurdu ve Albert Camus’nün Sisyphos Söyleni isimli eserinde ortaya çıkar: “Her şey boş, ama her şeyin boş olduğunu söylemek de boş!” Üçüncü tür inziva örneği ise yine her şeyin boş olduğunu söyler, ancak bunu anlamı ve değeri ortaya çıkarmak adına söyler. O, “her şey boş” derken şunu söylemek ister aslında: “varlığı keşfet!” İnzivanın bu türüne edebiyat ve felsefe tarihinden pek çok eser örnek gösterilebilir. Platon’un, “mağara metaforu”nda ortaya koyduğu bilinç durumu, inziva hâlini aydınlatır; “asıl” ve “gölge” olanı netleştirir. Ferîdüddin Attâr, Mantık al-Tayr’da yine bir yadsıma süreci içinde, geçici ve kalıcıyı birbirinden ayırarak, öze doğru yapılan içsel yolculuğu betimler. Bu inziva türünde, geçicinin, değişkenin, oluş ve bozuluş içinde olanın bilincine sahip bir bilge tipi ortaya çıkar. Saflaşma, paranteze alma mutlak tözü açık hâle getirir: Boşluk doluluğa perdedir. Boş denilen hayat, aslında sanıldığı gibi boş değildir. Bakmasını bilirsen sana sonsuz değerde görünür, yaşamasını bilirsen seni sonsuzluğa ve aşkın benliğe götürür. İnziva yenilenmenin ve zihinsel dönüşümün, bakmayı ve görmeyi yeniden öğrenmenin yöntemidir.

___

  • Ahmet Mithat (2016). Ben Neyim? Hikmet-i Maddiyeye Müdafaa. İstanbul: Dergah Yayınları.
  • Camus, Albert (1988). Sisyphos Söyleni. (Çev. Tahsin Yücel). İstanbul: Adam Yayınları.
  • Dostoyevski, Fyodor (1989). Yeraltından Notlar. (Çev. Mehmet Özgül). İstanbul: Adam Yayınları.
  • Dostoyevski, Fyodor (1989). Karamazov Kardeşler IV. (Çev. Nihal Yalza Taluy). İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları.
  • Ferîdüddin Attâr (1990). Mantık al-Tayr I. (Çev.: Abdulbaki Gölpınarlı). İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları.
  • Kierkegaard, Sören (1992). Either / Or (Tr. Alastair Hannay). London: Penguin Books, ss. 243-376.
  • Nietzsche, Friedrich (1989). Zerdüşt Böyle Buyurdu. (Çev.: Turan Oflazoğlu). İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları.
  • Platon (1992). Devlet. (Çev.: Sebahattin Eyüboğlu – M. Ali Cimcoz). İstanbul: Remzi Kitabevi.
  • Samsatlı Lukianos (1999). Seçme Yazılar I-II-III. (Çev.: Nurulah Ataç). Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.
  • Sartre, J.-Paul (1985). Varoluşçuluk. (Çev.: Asım Bezirci). İstanbul: Say Yayınları.
  • Taşdelen, Vefa. (2011). “Augustinus ve Yunus Emre’de İç-Ben Alanı”. Başka Psikiyatri ve Düşünce Dergisi, 7.
  • Taşdelen, Vefa. (2012). “Irony and the Authenticity of Existence in the Works of Lucian of Samosata”. International Journal of Humanities and Social Science, 2, (12), ss. 98-103. Vico, Giambattista (2007). Yeni Bilim. (Çev.: Sema Önal). Ankara: Doğu Batı Yayınları.
  • Yûnus Emre (Tarihsiz). Yûnus Emre Dȋvanı. (Haz. Faruk K. Timurtaş). İstanbul: Tercüman Yayınları.