Modernden Post-Moderne Geçişte Kimlik Tartışmaları ve Çokkültürlülük

Bu çalışmada; küresel hegemonyanın tekleştirici politikalarına karşı ulusal kimliklerin, kimler tarafından niçin ve nasıl yeniden ön plana çıkarıldığı sorunu üzerinde durulacaktır. Bu çerçevede Modern/Post-modern düşünün kimlik krizini aşmaya çalışırken hangi epistemik ve ontolojik kabullerden hareket ettikleri gerçeğine değinilecektir. Ayrıca yaşanılan süreçte postmodernistlerce bir reçete olarak önümüze konulan ve günümüzde kültürel kimlik çatışmalarına bir çözüm önerisi olarak sunulan çokkültürlülük politikası nın farklı boyutları ve tehlikeleri üzerinde durulacaktır. Çünkü nasıl ki Modernitenin siyasal formu olan ulus-devlet modeli, alt kimlikleri üst kimlik altında eriterek homojen bir ulus kimliğini yaratmaya çalıştıysa, Postmodern retorik de aynı stratejiyle; tikel benliğe ve kültürel kimliğe yaptığı aşırı vurgu sayesinde, üst kimliğin parçalanmasına yol açacak ve toplumsal bütünlüğü ortadan kaldıracak ideolojik mistifikasyona başvurmaktan çekinmemektedir.

Discussions on Identity and Multiculturalism from Modernity to Post-Modernity

This study considers how and why national identities emerge over against monopolistic policies of global hegemony. It will also analyse the epistemic and ontological presuppositions of the modern and pre-modern approaches which are intended to overcome identity crises. Various dimensions and dangers of multicultural policies, which are offered as prescriptions by postmodernists for solving the problems of cultural conflict, will also be analysed. Nation-state models, as political forms of modernity, attempted to create a homogeneous national consciousness by dissolving sub-identities within a strong national identity. Postmodern rhetoric, using the same strategy, utilized ideological mystification. This resulted in the fragmentation of strong national identity and the destruction of social order and integration due to an exaggerated emphasis on a particular ego and cultural identity.     

___

  • .....