Besin alerjisi özellikle süt çocukluğu olmak üzere çocukluk çağında sık karşılaşılan bir hastalıktır ve sıklığının bazı ülkelerde %10’a kadar ulaştığı bildirilmiştir. Günümüzde besin alerjisinde kür sağlayan bir tedavi şekli yoktur ve tedavideki birincil yaklaşım alerjik olunan besinden uzak durmaktır (1). Anafilaksi hayatı tehlikesi olan bir klinik tablodur ve çocukluk çağında anafilaksilerin en sık nedeni besin alerjileridir. Anafilaksi geçiren bir çocuk ve onun ailesi bu durumdan etkilenmekte ve hayatlarında önemli değişiklikler yapmaktadırlar (2). Bu değişiklikler hem çocuğu hem de ailenin yaşam kalitesini etkilemektedir (3). Besin alerjisi nedeniyle anafilaksi geçirmiş çocukların ailelerinin başa çıkma becerileri konusunda yapılmış çalışma sayısı kısıtlıdır. Derginin bu sayısında Toyran ve Ark (4) tarafından Türkiye’nin dört farklı alerji kliniğinde yayınlanan yazıda ailelerin başa çıka becerileri araştırılmıştır. Besin alerjisi nedeniyle anafilaksi geçirmiş 70 çocuğun ailesinin dâhil edildiği bu çalışmada ebeveynlerin %50’sinde aile yaşamıyla ilgili, %51.4’ünde ise ev dışı aktivitelerde sorun olduğunu bildirmişlerdir. Ebeveynlerin %80’i aşırı endişeli, %75.7’si ise çocuklarına karşı aşırı korumacı bulunmuştur. Anne babaların %22’si hayatlarındaki değişiklikler nedeniyle aralarında sorun olduğunu bildirmiştir. Anafilaksi geçirmiş çocuklar ve ailelerinin yaşam kalitelerinin arttırılması ve hastalıkla başa çıkma becerilerinin geliştirilmesi için hem hastalık hakkında bilgilerinin arttırılması hem de psikolojik ve sosyal yönden desteklenmesi gerekmektedir. Bu destekler çocukların daha sağlıklı gelişmesini ve ailelerin yaşam kalitelerinin yükselmesini sağlayabilir. Bu amaca ulaşmak için çocuk alerji ve immünoloji uzmanlarının bu konudaki farkındalıklarını arttırılması, her muayenede bu konulara ilişkin bilgi alınmasının teşvik edilmesi gerekmektedir. Ayrıca konu ile ilişkili olan diyetisyen, sosyal hizmet uzmanı, klinik psikolog gibi disiplinlerden yardım istenmesi uygun olacaktır.