Bu Klinik prospektif çalışmanın amacı biyopsi örneklerinde yüksek risk grubunu önceden saptayarak profilaktik tedavide yol gösterici bilgiler elde etmek,bakteriyemiye bağlı olarak gelişebilecek septik şokun tanınmasında yüzeyel sürüntü ve dokuda yer alan bakteri sayısının rolünü ortaya koymak ve bunların yanık yarasının kapatılması amacı ile kullanılangreftlerin tutması üzerine etkilerini belirlemektir.Çalışmamızda toplam 23 hastada yanık sonrası 3. günden başlayarak gün aşırı alınan sürüntü kültürleri ve doku örneklerinden yapılan bikrobiyolojik araştırmalar ışığında sürüntü kültürü ve doku örnekleri arasındaki korelasyon ile spesifik antibiyotik tedavisinin greft tutma oranı, yanık yarasının maniplasyonu sonucunda bakteriyemi riski ve nihayet mortalite üzerine etkileri gözlendi. Tüm hastalar göz önüne alındığında mortalite oranı %8.2 olarak bulundu. Grup 1 ve grup A dikkate alındığında hastaların ortalam %30'unda bakteriyemi saptandı. Öte yandan Grup 2 ve Grup B dikkate alındığında bu değer ortalama %80 olarak bulundu. Fark istatistiksel olarak analamlı bulundu (p 0.001). Grup A'da yer alan 14 hastada greft tutma oranı ortalama %94 olarak belirlendi. Öte yandan grup B'de yer alan ve kaybedilen 2 hasta dışında geriye kalan 7 hastada greft tutma oranı ortalama %72 olarak belirlendi. Fark İstatistiksel olarak anlamlı bulundu (p 0.001). Bulgularımız yanık yarası infeksiyonun belirlenmesinde yeterli büyüklük ve nitelikte doku biyopsisi ile elde edilen sonuçların sürüntü kültürlerine üstün olduğunu eskar dokusunda bulunan bakteri sayısının greft tutma oranı mortalite için daha geçerli ve güvenilir bir gösterge olduğunu ortaya koymuştur. Literatürde greft tutmasının güvenli olması için dokuda 10/5 yada daha az bakteri bulunması gerektiği bidirilmiştir. Ancak sonuçlarımız erken dönemde başlanan proflaktik antibiyotik tedavisi ile eskar ya da granülasyon dokusunda 2x10/6 ya da daha düşük sayıdaki bakteri varlığının greft tutma oranında belirgin bir neden olmadığını göstermiştir.