Ahmet Yaşar Ocak, Alevi Ve Bektaşi İnançlarının İslam Öncesi Temelleri, İletişim Yayınları, İstanbul, 2020

Türkiye’ de 1990 yılından bu yana Alevilik ve Bektaşiliğin temelleri ve inanç kökenlerinin tarihsel arka planı hakkında, Bektaşi- Alevi kesimine mensup birçok müellifin de arasında bulunduğu çevreler tarafından yayınlar, varsayımlar ortaya sürülmüştür. Bu müelliflerden bazıları Aleviliğin temeli olarak antik Anadolu kültür ve inançlarını gösterirken bir başka kısmı Mezopotamya din ve kültürünü göstermiştir. Kürt kökenli bazı Alevi müellifler ise yayınlarında Aleviliğin temelini Zerdüştilik, Makdekizm gibi eski dinlerine dayandırmaya çalışmaktadırlar. Ahmet Yaşar Ocak bu çalışmasında Alevilik ve Bektaşiliğin temelleri ve inanç kökenlerinin tarihsel arka planını oluşturan unsurların eski Türk inançları (Atalar kültü, tabiat kültleri ve Gök Tanrı inancı), Şamanizm, Budizm, Maniheizm, Taoizm; İran dinlerinden Zerdüştlik ve Mazdekizm; Semavi dinlerden ise Hıristiyanlık ve Musevilik olduğunu iddia etmiştir. Yazarın bu kitabı yazmadaki maksatı bugüne kadar gelişmiş ve sistematik bir teoloji literatürü oluşturma imkanından mahrum kalan Alevilik ve Bektaşiliğin temel aldığı inançların İslam öncesi kaynaklarını ortaya koymak ve bu kaynakların günümüzde bazı ideolojik eserlerde iddia edildiği gibi, kültürel çevre ve coğrafi alan anlamında tek kökenli olmayıp geniş bir yer ve zamana yayılan çok kültürlü bir bağdaştırmacılığın sonucu olduğunu göstermektir. Ahmet Yaşar Ocak Alevi ve Bektaşi inançlarının İslam öncesi temelleri adlı eserini meydana getirirken Mevlevilik, Rifailik, Kadirilik ve özellikle de Anadolu’da tasavvuf düşüncesinin yayılmasında büyük etkisi olan Vefailik tarikatının önde gelen pirleri ve şeyleri hakkında yazılmış olan menakıbları ve vilayetnameleri ile Alevi- Bektaşi nefeslerini kaynak almıştır. Sonuç olarak Ahmet Yaşar Ocak’ın Alevi Ve Bektaşi İnançlarının İslam Öncesi Temelleri isimli kitabı; Bektaşilik- Alevilik alanında ilk defa araştırma yapan bilim insanlarının ve bu alanda bilgi sahibi olmak isteyen okurların öncelikle okuması gereken kitaplar arasında yer aldığı kanaatindeyiz. Bu eser sayesinde araştırmacılar gerek Alevi ritüellerinde gerekse menakıbnamelerde yer alan inanç motiflerinin kaynakları hakkında bilgi sahibi olabileceklerdir. Bu açıdan eser bu alanda yol gösterici bir mahiyettedir. Bu çalışma alana katkı sunmuş ve alan kaynaklarını değerlendirmiştir. Fakat alanın teori ve kavramlarıyla çalışma yapılmadığı için bir süre sonra alanda çok ciddi karışıklık ve karmaşaya neden olmuştur. İslam öncesi adlandırması çok ciddi sorun ve sorunlu bir alan oluşturmaktadır.