Han Duvarları Gibi...

Dil üzerinde bir konu belirleyip bilimsel bir yazı yazmak için yola çıkmayı düşünen bir yolcu, Türk dilinin binlerce yıllık kelimeler coğrafyasında zihinsel bir yolculukta bulur kendini. Kelimelerin gizemli ve "Beni çöz!" diyen bakışlarıyla esriyen yolcu, onları anlamlandırarak ayılmaya çalışır. Birleşik eylemler, ikilemeler, soru cümleleri, yapım ekleri, kelime kökleri, zaman ekleri sağanağında, yalnızca kendini ıslatanlarla söyleşir. Witgenstein'ın Cambridge'de dile getirdiği "Benim yapıtlarım, biri yazılı olmayan iki bölümden oluşur. Önemli olan bu yazılı olmayan bölümdür." sözleri Türkologlar için de geçerlidir ve her alim, yazma sürecinde bu yazılı olmayan kelimelerin yolcusudur.

Han Duvarları Gibi...

A  traveller,  who  think  about  a  trip  to  write  a  scientific  writing  afterdetermining a subject on linguistic, find herself in a mind trip to the geography of thousands years vocabulary of Turkish language. She become drunk under the mystic looking of vords calling "Solve me!", and tries to sober up by triying to give them meanings. Under the rain of compound verbs, question sentences, derivatioal affix, root and tenses, she only make converstion with the ones that can wet her. The words of Witgenstein's " My work of arts consist two parts one of them is not in written form. That unwritten part is the important part. " are also true forTurkologists and every scholar is a traveller of those "unwritten" vords.

___

  • ---
  • ---
  • ---
  • ---
  • ---