Geçmişten günümüze resim ve heykel gibi güzel sanatlarla uğraşan tüm sanatçılar güzellik için belirli oranlardan bahsetmişlerdir. Vücut şekillerinin incelenmesi, anatomik özelliklerin ölçülmesi ve ölçülen her bir parçanın birbirine oranlanması sanat ve bilimde kendini göstermektedir. Fibonacci adlı bilim insanının keşfettiği ve ‘altın oran’ adını verdiği bu oranlama; bir sayının onu takip eden sayıyla toplamının bir sonraki sayıyı oluşturması ve düzenli bir dizilim ile bu sayıların sonsuzluğa uzanırken birbirlerine oranlarının ortalamasının (1.618) alınması esasına dayanır. Altın oran, evrende yer alan her şeyde olduğu gibi insan suretlerinde, hatta iç organların diziliminde bile karşımıza çıkmaktadır. İlkel dönemlerden günümüze kadar çeşitli insan ırkları, medeniyetler, uluslar zaman içerisinde değişim ve dönüşüm geçirmiştir. Çağdan çağa, toplumdan topluma değişen insan karakteri; fiziksel özellikleri ve hatta hayatı yorumlayış biçimi olarak insan suretlerinde kendini göstermiştir. İklim, coğrafya, medeniyet değiştikçe insan tiplerinde çeşitli dönüşümler kendini gösterirken kainattaki düzen, oran-orantı değişmemektedir. Kadın bedeni ise en çekici ve estetik gelen görüntüye sahiptir. Araştırma metninde farklı medeniyetlerdeki kadın suretlerinin altın orana göre yorumlaması yapılacak, çeşitli örnekler ile karşılaştırmalar yapılarak değerlendirilecek ve günümüz çağdaş kadınının yüz hatları altın orana uygun olarak hesaplanacaktır. Yüz morfometrisi ile altın oran arasındaki ilişki araştırılarak estetik algısına etkisi açıklanacaktır.