Çocuk en eski devirlerden beri insanlığı meşgul eden bir konu olmuştur. Kutsal kitaplarda, mitlerde ve diğer anlatı türlerinde çocuksuzlukla ilgili anlatılara yer verilmiştir. Ayrıca doğumun bir geçiş dönemi olması nedeniyle toplumlarda çocuk etrafında oluşan çeşitli adet ve inanış söz konusudur. Her toplumda aile kurmak için bir araya gelen kişilerden bir an önce çocuk sahibi olmaları beklenir. Bu beklenti karşılık bulamadığında çocuk sahibi olamayanların Tanrı tarafından cezalandırıldıklarına, kınandıklarına inanılır. Tanrının kınayıp cezalandırdığı kişilere karşı da toplumsal bir tepki oluşur. Bu tepkinin oluşmasında Tanrının cezalandırdığı, kınadığı kişiler yüzünden toplumun zarar görebileceği inancının yanında toplumun devamlılığının zedeleneceği düşüncesi etkilidir. Tanrı ve toplumları tarafından kınanan çocuksuzlar psikolojik bir yıkım yaşarlar. Destanlardan günümüze çocuksuzluk karşısındaki dini, toplumsal ve bireysel tutum kimi değişim ve dönüşümler yaşamakla birlikte süreklilik gösterir.