ATATÜRK DÖNEMİ HAYVANCILIK POLİTİKASI

Balkan, I. Dünya ve Kurtuluş savaşlarının olağanüstü zor koşulları karşısında milyonlarca insanını ve hesap edilemeyecek büyüklükteki ekonomik değerlerini kaybeden Türk Ulusu, Milli Mücadele’nin sonunda çoğu savaş sakatı ve niteliksiz 11,5 milyon nüfus, %50 azalarak 17 milyona gerilemiş toplam hayvan varlığı, %10’lara ulaşamayan okuryazarlık oranı, bölgelere göre %25’lere yaklaşan bulaşıcı ve salgın hastalıktan insan ölümleriyle karşı karşıya kalmıştı. Bu nedenle Atatürk önderliğinde kurulan yeni Türkiye’de Cumhuriyetin ilanının hemen ardından ekonomik, sosyal, kültürel ve sınaî alanlarda kalkınma seferberliği başlatılmıştır. Seferberliğin başlatıldığı sektörlerden biri de hayvancılık idi. Atatürk döneminde izlenen hayvancılık politikasının esaslarını, bulaşıcı hayvan hastalıklarıyla mücadele, hayvan ıslahı, çoğaltılması ve geliştirilmesi oluşturmuştur. Hastalıklarla mücadele edebilmek için serum ve aşı üretim istasyonları kurularak hayvanlar aşılanmış, koruma ve fenni muayene amacıyla tahaffuzhaneler ve laboratuarlar inşa edilmiş, yurt dışından veterinerlik tıbbıyla ilgili alet ve cihazlar getirilmiştir. Hayvancılığın geliştirilmesi için uygulanan teşvik politikaları kapsamında, hayvan sergileri ve yarışlar düzenlenmiş, kaliteli hayvan yetiştirenlere ödüller verilmiş, kredi ve finansman desteği sağlanmıştır. Hayvan ıslah ve çoğaltılması amacıyla ülkenin çeşitli merkezlerinde haralar, damızlık depoları, inekhaneler, ağıllar ve çiftlikler kurulmuştur. Hastalıklarla mücadelede, ıslah ve çoğaltım çalışmalarında ülkede görevlendirilen yabancı uzmanların bilgi ve deneyimlerinden yararlanılmıştır. İzlenen başarılı politikalar sayesinde 1938 yılında hastalık vaka sayısı büyük ölçüde azalmış, ülkenin toplam hayvan varlığı Milli Mücadele yıllarındaki hayvan varlığının 2,5 katına ulaşmış, hayvan ve hayvan ürünleri ihracatından elde edilen gelir de aynı düzeyde artmıştır.

Husbandry Policy in Ataturk Era

The Turkish nation losing its millions of citizens and economic values as a result of Balkan wars, 1st World War and Independence War ended up with 11.5 million citizens from 17 million before these wars, and lost most of its cattle population and had to struggle with infectious diseases and low literacy ratio (nearly 10%). Hence, immediately after the foundation of the Turkish Republic by Atatürk, economic, social, cultural and industrial development movements were initiated. One of the sectors where such movements were observed was animal husbandry. The basic principles of the animal husbandry policies followed in Atatürk era were fighting against infectious animal diseases, animal improvement and breeding. In fight against the diseases, stations where the animals were given injections were established and for the purposes of protection and treatment, clinics and laboratories were founded and veterinary equipment and tools were imported. Within the framework of the incentive policies applied at that time, animal displays and competitions were held, prizes were given to those raising good and quality animals, credits and finances were granted. For the improvement and breeding of animals, in various parts of the country, stud farms, breeding stocks, stalls, and animal farms were established. In fight against animal diseases, knowledge and experiences of the foreign experts recruited to work in the country were used. Through the successful policies applied the number of the cases of infectious diseases was considerably decreased in 1938 and the total number of the animals became 2.5 times more than their number in the years of Independence War and similar increase was observed in the revenues obtained from the export of animal and animal products.