Avrupa Birliği ile ilişkilerinin başlangıcından beri, Türkiye üyelik talebini haklı olarak Avrupa Birliği genişleme süreci gündeminde tutmuş bulunmaktadır. Geçen süre zarfında, Türkiye hukuki ve siyasi yapısını Avrupa Birliği müktesebatına uyumlu hale getirme konusunda da önemli reformlar yapmıştır. Fakat, Avrupa Birliği sürekli bir şekilde zamana oynayarak bu konuyu kesin bir değerlendirmeye tabi tutmamıştır. Türkiye’nin üyeliği Birliğe çok önemli faydalar vaad etmesine rağmen, Birliğin Türkiye’ye yönelik genişleme süreci isteksizce yürütülmektedir. Bu isteksizliğin arkaplanında daha çok Türkiye ile Avrupa Birliği ülkeleri arasındaki kültürel, dinsel ve diğer farklılıklar, özellikle de Kıbrıs konusundaki anlaşmazlığın etkisi bulunmaktadır. Dolayısıyla, Türkiye’nin Birliğe girme konusundaki güçlü siyasi iradesine rağmen, yakın gelecekte ufukta bir üyelik görülmemektedir.

From the outset of the relations on, Turkey has legitimately kept the question of inclusion in the European Union‟s enlargement process on the agenda. In the meantime, substantial reforms have been thus far undertaken by Turkey in order to align its legislation and polity in line with the European Union acquis communautaire. But, the European Union has somehow played for the time to a definite consideration of this question. Although Turkey‟s accession promises the union priceless benefits, enlargement process towards Turkey is being carried out rather reluctantly by the union, mostly under the influence of objections to cultural, religious and other differences between Turkey and the rest of Europe, notably the Cyprus issue. And in spite of Turkey‟s strong political will to join the union, a foreseeable accession is not looming on the horizon.