Kültürlerarası farklılıklar, farklı kültür mensupları arasındaki karşılıklı etkileşim, yani iletişim sürecinde belirleyici ve yönlendirici rol oynarlar. Bu farklılıkların kaynağı gelenekler ve dinler gibi çok geniş bir yelpazeyi oluşturur. Bu husus göz önünde tutularak bu çalışmada daha pratik bir çerçeve benimsenerek kültürel farklılaşma konusu “somutsoyut” ölçeği bazında ele alınmıştır. Bu bağlamda Hofstede’nin zihinsel programlar olarak geliştirdiği ve güncelleştirdiği kültürel davranış örüntüleri, merkezî bir rol oynamaktadır. Zira bunlar, eylem oriyentasyonunun düzeyi olarak gerekçelendirilmektedir. Bu konu ile ilgili bir diğer varsayıma göre, kültürel farklılıklardan bazılarının kökenlerinin tarihsel olduğu; bazılarının ise, modernleşme sürecinin farklı aşamalarının bir sonucu olduğu ifade edilmektedir. Luhmann’ın geliştirdiği sistem kuramı çerçevesinde modernleşme, sosyal bir evrim olarak nitelendirilmektedir. Bu süreç içerisinde toplum, yatay farklılaşmadan önce, dikey yani hiyerarşik, daha sonra da işlevsel bir farklılaşmaya geçiş yapar. Bu evrim ile, ne dini ne de herhangi diğer bir değerlendirme söz konusu edilmez. Bu çalışmada hareket noktamızı, kültürel farklılıkların toplumsal farklılaşmanın biçimi ve aşamasından kaynaklandığı; şayet bunun geçerliliği kanıtlanamaz ise, söz konusu farklılıkların tarihsel olduğu düşüncesi oluşturmaktadır. Buna göre kültürel farklılıklar, Bühler’in iletişimin işlevi veya modeli temel alınarak sınıflandırılmaktadır. Bu bağlamda, iletişimsel davranışları da içeren farklı düzeyler arasındaki çıkarımlara yönelik ve daha çok örnekleme amacıyla önermelerde bulunulmaktadır. Bu çalışma, “küreselleşme olgusu ışığında analizimizden her bir kültüre yönelik ne gibi sonuçların ortaya çıkabileceği?” sorusunun tartışılması ile son bulmaktadır.

KULTURELLE UNTERSCHIEDE

Differences between cultures/civilizations have decisive influence on the communication between their members. These differences, however,are situated in differing layers between observable behaviour and background phenomena like tradition or religion. It is the first purpose of this article to suggest a pragmatic differentiation on the scale . Pivotal relevance will be ascribed to the level of cultural dispositions, being a continuation of HOFSTEDE's mental programs, since this is the level of action orientation. A further hypothesis will be that some cultural differences are rooted in history (genuine differences) while others are due to different levels of modernisation of society. Modernisation is meant in the sense of LUHMANN's system theory as social evolution from a horizontal to a hierarchichal and finally to a functional differentiation of society; this implies neither any concept of teleology nor any value-judgement. Methodically, it is presumed that differences between cultures / civilisations depend upon the kind and degree of social differentiation; only in the case of failure to support this it should be assumed that we are faced with (inexplicable) genuine differences. Under these premises there will be a classification of cultural differences in accordance with the theory of communicative functions as presented by BÜHLER. To exemplify thre theoretical claims of this article some correspondences between the different layers will be presented, including observable communicative behaviour. To conclude, the point will be raised which consequences may – on the basis of this analysis –be drawn in respect to different cultures under conditions of globalisation.