12 Eylül Sineması ve Parçalanmış Kişilikler: Sen Türkülerini Söyle Filminin Travma Teorisi Çerçevesinde Analizi

Bu makale 12 Eylül asker darbesinin sonrasını konu edinen Sen Türkülerini Söyle adlı filmin analizini içermektedir. Bunu yaparken travma teorisi kullanılacaktır. Çalışma kapsamındaki temel hipotez şu şekildedir: 12 Eylül askeri darbesinin öncesinde ve sonrasında yaşanan olaylar bu dönemi yaşayanlarda parçalanmış kişilikler yaratmış ve insanlar bu yaşanan acılardan dolayı devleti sorumlu tutmuşlardır. İnsanların bilinçaltında “Baba” konumundaki devlet “pek çok parçalanmış hayat yaratmış ve nefret edilen bir nesneye” dönüşmüştür. Bu dönemde çocukların gözünde babaları-anneleri ortadan birdenbire kaybolmuş ve zamanla çocuklar bu kaybolmanın ebeveynlerinin kendi rızalarıyla değil de karşı konulmaz ve keyfi devlet gücünden diğer bir ifade ile kadiri mutlak devletten kaynaklandığını anlamışlardır.

September 12 Films and Shuttered Personalities: An Analysis of the Movie Sen Türkülerini Söyle within the Frame of Trauma Theory

This article focuses on Sen Türkülerini Söyle that deals with consequences of September 12 military coup in Turkey. Trauma theory is used to carry out an analysis of 12 September films that has never been made before in Turkish academic field. The hypothesis is that the events before and after September 12 military coup caused people in Turkey to have shuttered personality, and afterwards they held the state responsible for such a pain/a trauma. State, as a superior FATHER in Turkish people’s subconscious, (Devlet Baba/Father State is the term to define state in Turkey) caused many ruined lives and the state became a hated figure for them. In the eyes of the children, their fathers disappeared arbitrarily, which created fury and distrust; however, it takes time to realize that their fathers disappeared not because of their own will but because of the unchallengeable arbitrary state power; put it in other words, by Omnipotent Father.