Kulikovo Savaşı Üzerine Yazılan Eserlerde Türkçe Kökenli Kişi Adları (Antroponimler)

Rus edebi dilinin araştırılmasında Moğol – Tatar hakimiyeti dönemine ait Rus edebi eserleriözel bir yere sahiptir. Bunların arasında, 1380 yılında Moskova Büyük Knezi Dmitriyİvanoviç ile Altın Ordu komutanlarından Mamay Mırza arasında Don Nehri ötesinde,Kulikovo Meydanında gerçekleşen savaşın anlatıldığı ve Rus Edebiyatında Kulikovo silsilesiolarak bilinen eserlerin önemi büyüktür. Bu eserler, Türk – Rus ilişkilerinin araştırılmasındada büyük önem taşımaktadır. Bu eserlerde tespit ettiğimiz Türk kültürüne ve diline ait izler,Rus dil tarihinin araştırılmasında olduğu kadar Türkoloji açısından da çok değerli olabilecekbilgilerdir. Eserlerde Türkçe etkisinin en yoğun olarak görüldüğü alanlardan biri kişi adlarıdır(antroponimler). Çalışmamızda yer verdiğimiz kişi adlarının büyük bir kısmının Türkçe kökenliolduğu daha önce kanıtlanmıştır, bazıları ise varsayımlara dayanmaktadır. Bu adların birkısmı Rusça’ya Moğol – Tatar hakimiyeti döneminde, bir kısmı da çok daha eski dönemlerdekiTürk – Rus etkileşimi sonucunda girmiştir.

Antroponyms Of Turkish Origin Covered In Works On The War Of Kulikovo

Russian works of literature that cover the era of Mongolian and Tatar reign are of paramount significance for the study of Russian in its literary form, for which those works known to be the Chain of Kulikovo noveling the war, which took part in the battlefield of Kulikovo beyond the River of Don between Dmitry, the Grand Duke of Moscow and Mamay Mırza, one of the Commanders of the Golden Horde in 1380 are valuably beneficial. These works of literature, which are significantly to be remarked for the study of the Turkish – Russian relations, put forth traces of the Turkish Culture and Language, which are deemed to be very valuable knowledge for the study of Turkology as well as the study of the linguistic history of Russian. One of the parts within those works, which are prevalently influenced by Turkish are the anthroponyms. It was beforehand proved that many an anthroponym that we analyse in our research were of Turkish origin whilst some others rely on assumptions. Furthermore, some of these words were blended into Russian in the era Mongolian – Tatar reign, but long before which some others had been incorporated into Russian in the course of mutual influences of the Turkish and the Russian