Hukuk / Araştırma - Müteahhidin Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden Doğan Alacak Hakkının Üçüncü Kişiye Devri

Sosyal ve ekonomik ihtiyaçlar, uygulamada arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi adı verilen bir sözleşme tipinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu sözleşme tipi sayesinde, çoğu zaman yeterli parası olmayan arsa sahibi, arsasından belli payları müteahhide devrederek daire sahibi olmakta, müteahhit de kendisine düşen bağımsız bölümleri satarak kâr elde etmektedir. Müteahhidin bağımsız bölümlerin maliki olduktan sonra söz konusu bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması durumunda herhangi bir hukukî sorunla karşılaşılmayacaktır. Buna karşılık, müteahhidin inşaat henüz bitmeden ve bağımsız bölümün maliki olmadan ileride sahip olacağını düşündüğü daireleri satması uygulamada bir takım problemlere yol açmaktadır. Müteahhidin arsa sahibine karşı ileri sürebileceği bu hakkını üçüncü kişilere satması, hukuken alacağın temliki olarak isimlendirilmektedir. Müteahhidin arsa payı alacağını üçüncü bir kişiye devredebilmesi için "geçerli bir sözleşme", "devredilen alacağın mevcudiyeti" ve "devir engelinin bulunmaması" gerekmektedir. Devir anlaşmasının geçersizliğinin arsa sahibi tarafından üçüncü kişiye karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği, alacağın devrinin mücerret veya illî olmasına göre değişiklik gösterecektir. Müteahhidin alacağını devretmesinin birincil sonucu, devir sözleşmesi uyarınca devredilen arsa payı alacağının müteahhidin malvarlığından çıkıp, devralan üçüncü kişinin mal varlığına geçmesidir. Bu konuda, taraflar, devir sözleşmesine devrin kapsamına ilişkin hüküm koymazlarsa, Türk Borçlar Kanunundaki yedek hukuk kuralı uygulama alanı bulacaktır. Borçlar hukukunda kabul edilen ilkeye göre, alacağın devri, borçlunun durumunu ağırlaştıramaz. Arsa sahibi, borcun kaynaklandığı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini iptal etmeye, sözleşmeden dönmeye veya borcun miktarını azaltmaya yönelik haklarını, alacağın devrini öğrenmesinden sonra da müteahhide karşı kullanabilir ve bunu üçüncü kişiye savunma olarak ileri sürebilir. Diğer taraftan, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Bu sebeple, müteahhit, kendi edimini ifa etmeden kendi alacağının ifasını arsa sahibinden isteyemeyecektir (TBK.m.97). Böylece, arsa sahibi, müteahhide karşı sahip olduğu def'i ve itirazları bağımsız bölüm alan üçüncü kişiye karşı da ileri sürebilir. Sonuç olarak, bu çalışmada, müteahhidin alacağını üçüncü kişilere devredebilmesi için gerekli olan şartlar, alacağın temlikinin kapsamı, alacağın temlikinin arsa sahibi, müteahhit ve üçüncü kişi bakımından sonuçları incelenmeye çalışılmıştır

Transfer Of Contractor's Claim Arised From "Construction Agreement In Return For Land Share" To The Third Parties

Social and economic necessities have led to emergence of a type of contract called "Construction Agreement in Return for Land Share". Thanks to this type of contract, land owner who frequently does not have enough money become owner of a flat in exchange for transferring his/her land share to the contractor, and also, contractor makes profit by selling single spaces that he/she obtains over these land shares. In the event that contractor sells his/her single spaces to the third parties after gaining property right, any legal disputes will not arise. However, in the event that contractor sells his/her prospective single space to the third parties before construction is completed, some legal disputes might arise. It is called as "transfer of claims" that contractor sells his/her rights to the third parties. In order that contractor can transfer his/her land share claim to the third party, "a valid agreement", "existence of transferred claim" and "absence of transfer obstacle" are required. It's differed with reference to causality and non-causality of transfer of claim if land owner could put invalidity of transfer agreement forward third parties or not. The primary consequence of transfer of claim is that land share claim that is transferred according to construction agreement in return for land share goes out from wealth of contractor and pass to wealth of third parties. On this topic, reserve rules of law in Turkish Code of Obligation find an execution area if parties do not insert a provision into transfer agreement. According to principle accepted in Obligation Law, transfer of claim does not make the status of debtor heavier. Land owner can exercise his/her rights towards cancelling and rescission of construction agreement in return for land share against contractor even after his/her learning of transfer of claim and also put this forward third parties as defense. On the other hand, construction agreement in return for land share is a synallagmatic agreement. Thus, contractor can not want his/her claim's fulfillment from land owner unless he/she fulfill his/her own debt (Turkish Code of Obligation, Art.97). Since therefore, land owner might also put forward exceptions and objections which he/she has against contractor to the third parties. In this study, essential conditions for a valid transfer of claims, the extent of transfer of claims and the results of transfer of claims with respect to contractor, land owner and third part are tried to be stated
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi-Cover
  • ISSN: 1302-1796
  • Yayın Aralığı: Yılda 3 Sayı
  • Başlangıç: 1992
  • Yayıncı: Melikşah Aydın