Nasîreddin Tûsî’nin Bilim ve Felsefedeki Yeri

Nasîreddin Tûsî, genel anlamda felsefeye, özelde İslam felsefesine, İbn Sina’nın görüşlerini, yöneltilen eleştirilere karşı savunup şerh ederek katkıda bulunmuştur. Tûsî, İbn Sinacı filozof unvanını hak edecek şekilde İbn Sina’nın felsefî görüşlerine bağlı kalmış, ona yöneltilen eleştirileri en iyi biçimde cevaplamaya çalışmıştır. Bununla birlikte o, bazı konularda İbn Sina’dan ayrılmış ve farklı görüşler benimsemiştir. Bu ayrılıklar, temelde onun felsefesinin İbn Sina’cı karakterine zarar vermemiştir. Tusi, dünya bilim tarihinde 13. yüzyılın en aktif ve üretken matematik ve astronomi bilgini olarak yerini almıştır. Moğol hükümdarı Hülagu’nun desteğiyle Merağa’da kurduğu rasathane yalnızca bir gözlemevi işlevi görmemiş, aynı zamanda devrin en uzman bilgin ve filozoflarının toplanarak ilmî faaliyet, öğretim ve telif yaptıkları en seçkin ilim merkezi haline gelmiştir. Devrin bütün olumsuz şartlarına rağmen Tûsî’nin meydana getirdiği bu bilim ve felsefe atmosferi hem o çağda hem de ileriki asırlarda büyük ilgi ve övgüye layık olmuştur. Halk kesiminin Ahlak-ı Nasırî adlı ahlak kitabıyla tanıdığı Tûsî, felsefe alanında, felsefeyi hasımlarına karşı savunarak, kelamda ise felsefe temelli yeni tarzın ilk kurucuları arasında yer alarak büyük hizmet görmüştür

-

Keywords:

-,