28 ŞUBAT SÜRECİ VE BİR SİVİL TOPLUM KURULUŞU OLARAK TÜSİAD’IN SÜRECE BAKIŞI

Türkiye’de politik, ekonomik ve toplumsal hayat üzerinde oldukça önemli sonuçlar ortaya çıkaran 28 Şubat süreci Refahyol hükümetinin kuruluşu ile başlamış ve Sincan olayı, başbakanlıkta iftar yemeği ve taksime cami projesi gibi bir dizi gerekçeyle beraber demokratik bir biçimde oluşmuş meclisten çıkmış hükümete, 28 Şubat 1997 tarihinde MGK toplantısında alınan kararların uygulanmak üzere empoze edilmesiyle olgunluk aşamasına ulaşılmıştır. MGK’da alınan kararlar çerçevesinde; daha sonra varlığı ortaya çıkmış olan Batı Çalışma Grubu kurulmuş, bir takım insanların eğitim hak ve özgürlükleri engellenerek çalışma özgürlüğünün kullanılması dahi değişik engellerle karşılaşmıştır. Öte yandan, ülkenin ekonomik menfaatleri açısından süreç değerlendirildiğinde sermaye sahiplerinin bir kısmının ötekileştirilmesi şeklinde uygulamalarla karşılaşıldığı görülmüştür. 28 Şubat sürecinin ekonomik açıdan bir değerlendirmeye tabi tutulması, Türkiye’deki önemli aktörleri analize dahil etmeyi gerektirecektir. Bu bağlamda bir sivil toplum kuruluşu olarak görüşleriyle önemli etkileri olan TÜSİAD, söz konusu süreci irdelerken dikkate alınması gereken bir aktör olarak ifade edilebilir. 1971 yılında bir sivil toplum kuruluşu olarak kurulan TÜSİAD’ın, kuruluşundaki ana hedef sektörün düşüncelerini daha rahat bir şekilde yöneticilere duyurmak ve üyelerinin menfaatlerini kollamaktır. Fakat gün geçtikçe büyüyen ve ekonomik gücü arkasına alan bu kuruluş, sadece bu amaçla kendisini sınırlı görmemiş ve ülke siyasetinde söz söyler duruma gelmiştir. Bu çerçevede farklı zamanlarda hazırlatılan raporlar ve süreli yayınlar aracılığıyla TÜSİAD, siyasi meselelere yaklaşımlarını ortaya koymuştur. Özellikle 1997 yılında hazırlatılan ve demokrasinin daha fazla güçlenmesi için öneriler içeren rapor, tepkilerin ardından bir kısım üyeler tarafından reddedilmiş, TÜSİAD’ın görüşlerini yansıtmadığı öne sürülmüştür. Önemli bir sivil toplum kuruluşu olan ve siyasa oluşturma süreçlerini etkileyebilme kapasitesine sahip olan TÜSİAD’ın 28 Şubat sürecine yaklaşımının irdelenmesi, halihazırdaki çalışmanın ana amacı olarak ifade edilebilir. Rapor TÜSİAD’ın demokrasi anlayışını yansıtmakla beraber, 28 Şubat sürecine gelindiğinde raporda yansıtılan demokrasi anlayışının aynı kararlılıkla savunulamadığı söylenebilir.

FEBRUARY 28 PROCESS AND TÜSİAD’S VIEW OF THE PROCESS AS A NON- GOVERMENTAL ORGANIZATION

The process of February 28 coup began with the founding of the Refahyol government and rised with the frame of event such as fast-breaking dinner (iftar) at Prime Minister’s residence, Taksim mosque project. The result was the military memorandum issued by Turkish Military after National Security Council meeting at February 28, 1997. As a result of the decisions, secret organisations that named ‘working group of the western’ has been created (which has been uncovered soon), women wearing headscarwes were not left free to be educated, working freedom of some has been taken away because of different excuses. In addition to these, this process had some economic repercussions. Considering the process in terms of economic interests of the country, there has been several practices adverse to the interests of the country especially through otherizing some of the capital owners. Founded in year 1971 as a non-governmental organization, TUSIAD has aimed to deliver their thoughts about certain business sectors to the governmental organizations and intended to protect the interests of its members. However, being a continuously growing institution and having backed by an ever growing economic power, TUSIAD has not restricted himself with mentioned purposes. They have periodically let different people prepare diverse reports and periodicals through which the opinions about the political issues have been expressed in the form of suggestions. Particularly a report which was prepared by TUSIAD in year 1997 containing recommendations on how democracy can be even more strengthened was rejected by some of the members arguing that the suggestions did not reflect TUSIAD’s views.The report has declared the ideal situation from its point of view in terms of democracy, but İt could be said that, in the period of February 28,the concept of democracy which defined in the report has not been defended in the same way of determination.