BİLGE KARASU ÖYKÜLERİNDE YABANCILAŞMA

Genel itibariyle kişiyi çevresinden ve kendinden uzaklaştıran, başka bir şeye, çevresine ya da kendine yabancı hale gelmesine yol açan gelişme şeklinde tanımlanabilecek olan yabancılaşma psikolojik, sosyolojik, felsefi, teolojik ve ekonomik alanlarla da iç içedir. Her açıdan değişimlerin yaşandığı uzun bir süreci kapsayan insanlık tarihi boyunca farklı nedenlere bağlı olarak kişiyle toplum arasında meydana gelen uzaklaşma ve kopmalar, özellikle 18. yüzyılda tin, insan, doğa ve nesneler arasındaki bir aşkınlık düzlemine evrilir. 19. ve 20. yüzyıllarla birlikte modernleşme paralelinde kentleşme ve kapitalizmin hakimiyeti sonucu mevcut yapının değişmesi ile sosyal, siyasal, ekonomik, bilimsel ve teknolojik alandaki değişimler ve gelişmeler neticesinde her alanda belirginleşen yabancılaşma olgusu, edebiyatın da ilgi alanına girerek çeşitli edebî türlerin içerisinde varlığını hissettirir. Türk edebiyatında Tanzimat’la başlayan ve Doğu-Batı ekseninde değerlendirilen kavramın serüveni, modernleşme süreci ile bağlantı ve ilişki içerisinde belirginleşir. II. Dünya Savaşı’nın etkisiyle 1950 sonrası edebî eserler üzerindeki etkisini artıran, varlık sorgulaması hâlindeki Varoluşçuluğun alt başlıkları olarak nitelendirilebilecek kaygı, bunaltı, saçma, özgürlük, hiçlik, yabancılaşma, ölüm gibi izlekler bütün edebî türlerde kendini göstermeye başlar. Herhangi bir edebî topluluğa dahil olmayı tercih etmeyerek yapıtlarını bireysel çizgide oluşturan, 1960 sonrasında kendini gösteren yeni arayışlarla bağlantılı olarak postmodern metin örnekleri de veren Bilge Karasu, ilk edebî ürünlerinden itibaren tüm yapıtlarında, dönemin düşünsel ve duygusal atmosferine bağlı olarak yabancılaşma ve paralelinde yalnızlık, iletişimsizlik, ötekilik gibi temaları işler. Çalışmada Bilge Karasu’nun Troya’da Ölüm Vardı, Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı, Göçmüş Kediler Bahçesi, Kısmet Büfesi, Lağımlaranası ya da Beyoğlu ve Susanlar adlı kitaplarında toplanan öyküler yabancılaşma merkezli ve onunla ilişkili söz konusu izlekler bağlamında tahlil edilecektir.

___

  • Adalı, Bilgin (1973), “ ‘Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı’ Üstüne”, Dost, 101: 8-11.
  • Bezirci, Asım (1987), İkinci Yeni Olayı, İstanbul: Gözlem Yayınları.
  • Cevizci, Ahmet (2000), Felsefe Sözlüğü, İstanbul: Paradigma Yayınları.
  • Hassan, Amal (2014), “Aron Aji ile Söyleşi”, (çev. Nilay Kaya), Kanat, 44: 2-3.
  • Karasu, Bilge (2004), Lağımlaranası ya da Beyoğlu, İstanbul: Metis Yayınları.
  • ___________ (2009a), Susanlar, İstanbul: Metis Yayınları.
  • ___________ (2009b), Troya’da Ölüm Vardı, İstanbul: Metis Yayınları.
  • ___________ (2009c), Kısmet Büfesi, İstanbul: Metis Yayınları.
  • ___________ (2012a), Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı, İstanbul: Metis Yayınları.
  • ___________ (2012b), Göçmüş Kediler Bahçesi, İstanbul: Metis Yayınları.
  • Marcuse, Herbert (2010), Tek Boyutlu İnsan, (çev. Aziz Yardımlı), İstanbul: İdea Yayınevi.
  • Menemencioğlu, Nermin (1971), “Putlar ve insanlar”, Dost, 79: 3-4.
  • Onart, Ülker (1978), “Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı Üzerine”, Türk Dili, 319: 252-265.
  • Özel, Ayşe (2016), “Bilge Karasu’nun “Göçmüş Kediler Bahçesi”ne Teknik ve Estetik Yaklaşım”, Hacı İbrahim Delice (Ed.). Bartın Üniversitesi Uluslararası Edebiyat ve Toplum Sempozyumu Bildiriler Kitabı 1. Cilt (51-56). Bartın: Bartın Üniversitesi Yayınları.
  • Sarpkaya, Doğuş (2014), “Bitimsiz Masallar Toplamı: Göçmüş Kediler Bahçesi”. İzafi, 12: 66- 69.
  • Şişman, Gülşah (2018), Bilge Karasu İnsan ve Eser, Trabzon: Karadeniz Teknik Üniversitesi: Basılmamış Doktora Tezi.