Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Devlet Kinini

Sıtma, gerek Osmanlı Devleti’nin gerek Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli sağlık sorunları arasında yer almış, mücadelesinde çeşitli önlemlere başvurulmuştur. Devlet eliyle kinin dağıtımı her iki dönemde sıtmayla mücadele konusunda başvurulan yöntemler arasında yer almıştır. 2 Ramazan 1334 tarihli “Kinin Tedariki için 1332 Sıhhiye Müdüriyeti Umumiyesi Bütçesine 50.000 Lira Tahsisiyat Fevkelade İlavesi Hakkında Kanunu Muvakkat” ile vatandaşlara halis ve ucuz kinin sağlanması amaçlanmıştır. Adı geçen kanunda bu kanunun uygulamasının çıkarılacak bir nizamname ile belirleneceği belirtilmiştir. Bu bağlamda “Kinin Tedarikine dair 2 Ramazan 1334 tarihli Kanunu Muvakkatın Suret-i Tatbikiyesi Hakkında Nizamname” yayımlanmıştır. Nizamname kininin nasıl tedarik edileceği, satılacağı, fiyatlandırılacağı, saklanacağı, kimler tarafından satılabileceği gibi pek çok başlıkta düzenlemelere yer vermiştir. 4 Nisan 1333 tarihli “Kinin Tedariki ve Füruhatı Hakkında Kanun” ile halis kinin tedariki ve ahaliye satmak üzere Sıhhiye Müdüriyeti Umumiyesinin bütçesine her sene bir fasıl kişad olunacağı belirtilmiştir. Osmanlı döneminde bu yasal düzenlemeler ile devlet eliyle kinin satılmıştır. Cumhuriyet dönemine gelindiğinde devlet eliyle kinin satışına devam edildiği görülmektedir. Hatta konu ile ilgili düzenlemelerde Osmanlı döneminde çıkarılan yasal düzenlemelerin kaldırılmadığı, bu yasaların devamı niteliğinde yasların çıkarıldığı dikkat çekmektedir. 26 Nisan 1926 tarihli “Kinin Tedariki ve Füruhatı Hakkında 4 Nisan 1333 Tarihli Kanunun dördüncü Maddesinin Tadiline Dair Kanun” ile Osmanlı döneminde çıkarılan kanunda tadilata gidilerek kinin tedariki konusunda yeni düzenleme getirilmiştir. Aynı şekilde 28 Mayıs 1931 tarihli “26 Nisan 1926 tarih ve 827 numaralı kanun mucibince kinin alım satımı faslı mahsusuna tahsisat kaydının tasdikina dair kanun” gibi 1936, 1937, 1939, 1940 yıllarında kinin için yapılan tahsisatlar konusunda kanunlar yayımlanmıştır. 9 Mayıs 1942 tarihli “Kininlerin Beyana Tabi tutulmasına ve Elkonulmasına Dair 322 sayılı kararın Meriet Konulmasına Dair Kararneme” ile Kininin toplatılması yoluna gidilmiştir.

State Quinine in Turkey from the Ottoman to the Republic Era

Malaria posed a significant public health issue in the Ottoman Empire, and became even more devastating during WWI. Since the only known drug effective against the disease was quinine, certain administrative measures were taken during this period. In the Republic era, malaria maintained its status as an important public health problem for Turkey, when an intense campaign against the disease was initiated. In both periods, the state attempted to take all necessary precautions, and the distribution of low-priced quinine by the state was one of the first measures. Through the enactment of the law entitled “Kinin Tedariki için 1332 Sıhhiye Müdiriyet-i Umumiyesi Bütçesine 50.000 Lira Tahsisat-ı Fevkalade İlavesi Hakkında Kanun-ı Muvakkat” issued in Ramazan 2, 1334 [July 3, 1916], the state aimed to procure pure and cheap quinine to the populace. The law in mention stipulated further regulations, and in Kanun-i sani 14, 1332 [January 27, 1917], another regulation entitled “Kinin Tedarikine Dair 2 Ramazan 1334 Tarihli Kanun-ı Muvakkatın Suret-i Tatbikiyesi Hakkında Nizamname” defining many practical aspects including procurement, pricing, storing and selling of quinine was issued. The law entitled “Kinin Tedariki ve Füruhtu Hakkında Kanun” enacted in April 4, 1333 [1917], stated that certain amount of monies would be reserved for the procurement and selling of quinine to the public within the annual budget of Ministry of Health. During the Ottoman era, quinine was sold to the public through these regulations and by the State and Ziraat (Agriculture) Bank, a practice observed also in the Rebulican period. As a matter of fact, the relevant regulations on the issue dating from the Ottoman era were not abolished, and the later related laws were observed to be a continuation of their Ottoman predecessors. With the law entitled “Kinin Tedariki ve Füruhtu Hakkında 4 Nisan 1333 Tarihli Kanunun Dördüncü Maddesinin Tadiline Dair Kanun” enacted on April 26, 1926, the Turkish state aimed to amend the previous regulation on the issue dating from the Ottoman era. The law dated May 28, 1931, entitled “26 Nisan 1926 tarih ve 827 numaralı kanun mucibince kinin alım satımı fasl-ı mahsusuna tahsisat kaydının tasdikine dair kanun” defined new measures to be taken with regard to quinine procurement,. Other laws of similar nature were enacted in 1936, 1937, 1939 and 1940. With the breaking out of WWII and the Germans occupation of Southeast Asian plantations, as well as the processed quinine stocks of Japanese and Dutch origin, there was a severe shortage of quinine reserves in the world. As a consequence, a decree entitled “Kininlerin Beyana Tabi Tutulmasına ve Elkonulmasına Dair 322 Sayılı Kararın Meriyete Konulmasına Dair Kararname” was issued in order to buy and collect quinine. This paper examines the legislation enacted during both the Ottoman and the early Republic periods in order to regulate the state-controlled distribution of quinine, which remained the only drug against malaria until the 1940s

___

  • -