The Ontology of Contemporary Construction

Belirli bir bilgi ekolüne dayanarak üretilmiş nesnelerin varlığına içkin özelliklerin, o bilgi ekolünün dışına çıkılmaksızın kavranması oldukça güçtür. Çünkü bu gibi ontolojik özellikler o bilginin ilksel varsayımları ve değer sistemi içinde unutulmuş, yerlerini o ekol içerisinde tartışma konusu haline getirilmiş olan değişkenler (matematiksel değişkenler gibi) almıştır. Günümüzde konstrüksiyonun temeli olan taşıyıcı sistemlerin ontolojik özellikleri de bu nedenle örtüktür. Bu özellikler, taşıyıcı sistem analiz yöntemlerinin kimi zaman teori kitapları içinde bulunmayabilecek kadar temel varsayım ve değerler sistemi içerisinde unutulmuş, yerlerini bu yöntemlerin değişkenleri olan formel ve boyutsal özelliklere bırakmışlardır. Herhangi bir döneme ait taşıyıcı sistemin ontolojik özellikleri üzerinde konuşabilmek için, o sistemin ilgili olduğu ekole ait ilksel varsayım ve değerleri farketmenin bir yolunu bulmak gerekir. O bilgi ekolü (ya da paradigması) içerisinde nefes almak kadar doğal hale gelmiş olan bu gibi varsayım ve değerler ise teori kitaplarının incelenmesinden ziyade, farklı bilgi ekollerinin varlıklarının tanınması ile açığa çıkar ve farkedilir hale gelirler. Bu nedenle, çağdaş taşıyıcı sistemlerin ontolojik özelliklerinin anlaşılmasının en etkili yollarından biri de tarihi yapılarda ve doğada taşıyıcılığın hangi koşullarda sağlandığının incelenmesidir. G. Hartoonian 1994 yılında yayınlanan, Türkçe adı “Konstrüksiyonun Ontolojisi” olan kitabında modern konstrüksiyonun ontolojik özelliklerini ayrıntılı bir biçimde tartışmıştır. Ancak 1990’lardan sonra yaygınlaşan ‘asma cephe sistemleri’ içeren yapılar modern mimarlığın çizdiği ontolojik özelliklerin oldukça dışına çıkmış ve yeni bir ontolojik sorgulamayı haklı hale getirmişlerdir. Bu yazının amacı ‘asma cephe sistemleri’ kullanılmış olan çağdaş yapıların Gotik ve modern dönem yapılarının taşıyıcı sistemleri ile olan benzerlik ve farklılıklarını ontolojik açıdan değerlendirmektir.

___