Hangi öğretim düzeyinde olursa olsun ödev söz konusu olduğunda, öğrencilerin mutlaka bir mazeret ürettikleri bilinir. Oysa ödev hazırlamak bir yetenek değil öğrenilebilen ve geliştirilebilen bir davranıştır. Tabi eğer birileri öğretirse! Henüz ilkokul sıralarında iken çoktan seçmeli sınavlara alışan, öğretmenin aktif bilgi aktardığı, öğrencinin ise pasif bilgi alıcı olduğu tek yönlü bir öğrenme sürecine maruz kalan öğrenciler kendi başlarına ödev hazırlamaları gerektiğinde ne yapacakları konusunda afallarlar. Özellikle de nereden başlayacağını, neyi nasıl yazması gerektiğini, hangi kaynaklara, nasıl ulaşacağını ve bunları yazıya nasıl aktaracağını bilmezler. Kısaca ödevin tasarlama, yazıya dökme ve sunma süreçlerinin nasıl olacağına ilişkin bir eğitim verilmediğinden her öğrenci kendi kervanını kendi yolunda düzer! Buradan yola çıkan Prof. Dr. Ayhan Yalçınkaya’nın yıllar süren mesleki yaşamında öğrencilerin hazırladıkları ödevlere yönelik beklentisinin bir türlü karşılanmamış olması nedeniyle bu kılavuz kitabı yazmayı kendisine görev edindiği söylenebilir. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi emekli öğretim üyesi olan Yalçınkaya, yükseköğretim öğrencileri ile akademisyen olmak isteyenlere bir kılavuz kitap olarak nitelendirilebilecek bu kitabı hazırlar ve bu kitap bağlamında artık kendisi için sözün bittiğini söyler. Üniversite öğrencilerinin, kılavuzluğundan yararlanarak öğrenim hayatları boyunca yanlarından ayırmak istemeyecekleri kitap, ödev denildiğinde mazerete sığınmak yerine cesurca ödev hazırlamaya girişmelerine ön ayak olacaktır. Kitabın sayfalarında ilerlerken kendi öğrencilik yaşamım boyunca sorduğum –ki doktora eğitimim devam ettiğinden halen sorduğum- ancak cevabının nerede olduğunu bilemediğim sorulara yanıt buldukça tüm üniversite öğrencilerinin bu kitaptan haberdar olmasının önemi nedeniyle kitap biter bitmez okumakta olduğunuz bu tanıtım metni ortaya çıktı.