Emniyetli içme Suyu ve Sanitasyon Hakkı / the Right to Safe Drinking Water And Sanitation

Bulunduğumuz yüzyılda büyük bir güvenlik sorunu durumuna gelen su kalitesi ve miktarı, bireylerin yaşamlarını tehdit eder boyuta erişmiştir. Yeryüzünde suya erişemeyen ve yeterli hijyen koşullarından yoksun olarak yaşamlarını sürdüren insanların sayısı milyarları bulmaktadır. Yaklaşık 2 milyardan fazla insanın yeterli ve emniyetli içme suyuna erişemediği ve 2.5 milyar insanın ise hijyen koşullarına uygun olmayan bir tarzda yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldıkları bilinmektedir. Eğer mevcut eğilimler sürecek olursa, 2025 yılma kadar dünya nüfusunun yaklaşık üçte ikisinin, ciddi su kıtlığıyla ya da su yokluğuyla karşılaşacağı varsayılmaktadır. Bu durumdan en çok etkilenecek bölgelerin ise, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da olduğu belirtilmektedir. Özellikle bu bölgelerin kentleri, daha bugünden, hızlı kentleşmeden dolayı su ve sanitasyon hizmetlerini karşılamada büyüyen bir taleple yüz yüze kalmaktadır. Bu durum karşısında, söz konusu hizmetler, bireylerin yaşamlarının sürdürülebilmesi yönünden vazgeçilmez bir nitelik kazanmakta ve bir insan hakkı konumuna erişmektedir. Bu çerçevede, bu çalışma, bir insan hakkı olarak su ve sanitasyonu tüm boyutlarıyla ele almakta ve söz konusu hakkın kronolojik olarak uluslararası ölçekte gelişimine yer vermektedir. Water has become a major security problem in the 21st Century and human life is now threatened. The number of people who have to survive without access to water and who are deprived of adequate sanitation has reached billions on earth. It is known that approximately2 billion people do not have access to adequate and safe water and approximately 2.5 billion people have to survive in difficult conditions. It is assumed that if the current trends continue, two-thirds of the world population could be under stress conditions and face lack of water by 2025. Especially the Middle East and the Northern Africa are the region most affected by it. The cities of these regions compete with already meet a rising demand for water and sanitation services due to the rapid urbanization. In such a case, the access to these services is indispensable for the sustainability of human life, and is a fundamental human right. In this context, this study is a comprehensive evaluation of the access to water and sanitation as a human right. It gives chronologically place to the development of this right on international level.