Ceza hukuku kavramı olan iştirak (suça katılım), bir kişi tarafından gerçekleştirilmesi mümkün olan bir suç fiilinin maddi bir menfaat gözeterek veya gözetmeyerek birden fazla kişi tarafından işlenmesi olarak tanımlanmaktadır. Vergi hukuku açısından iştirak, Vergi Usul Kanunu’nda belirlenen bütün vergi suçları içinde sadece kaçakçılık suçunu kapsayacak şekilde ele alınmıştır. 4369 sayılı kanunla birlikte Vergi Usul Kanunu’nun “iştirak” başlıklı 338. maddesinin yürürlükten kaldırılmasından sonra da anılan madde yerine iştiraki bütün olarak düzenleyen genel bir hüküm getirilmemiştir. Bu durum iştirak halinde işlenen kaçakçılık suçlarının değerlendirilmesinde tartışmalara yol açmaktadır. Bu çalışmada, Vergi usul Kanunu’nun 359. maddesinde tanımlanmış olan fiillerin iştirak halinde işlenmesi sonucunda ortaya çıkan tartışmalar ele alınarak söz konusu eksikliğin giderilmesine yönelik değerlendirmeler yapılmıştır.

Participation, also a concept of criminal law (participating in the crime), is defined as the commission of an offence, which can be committed by one person alone, by more than one person with or without material interest. Whereas, participation in terms of tax laws is considered to include merely evasion offense among all other tax evasions in Tax Procedure Law. After the repeal of Law No. 4369 and of Article 338 titled as “participation” of Tax Procedure Laws, there is no general provision regulating participation thoroughly in the place of such provisions. This case brings about discussion in the evaluation of evasion offenses during participation. The study has discussed the discussions resulting from the commission of the actions defined in Article 359 of Tax Procedure Law during participation and includes the evaluations on the elimination of such deficiency.