ADİL OLMANIN SÂİKİ OLARAK TANRI VE AHİRET

Bireysel ve aynı zamanda da toplumsal/politik bir erdem olan adalet, bireylerin doğuştan, emek, bağış veya verasetle devraldıkları çıkarlarını (mutluluk, sevinç, neşe, onur, haz, huzur, zevk, sürur... elde etme vesilelerini) ifade eden “hak”larını teslim etme, gasp etmeme ve gasp edenleri de cezalandırma anlamında insanî bir duygu, karakter ve davranış tarzıdır. Ahlak başta olmak üzere, hukuk ve siyaset bireylerin bu meşru çıkar (hak)larını korumayı amaçlar. Ancak pozitif yasanın ve reel politiğin koruduğu hakların her zaman yukarıdaki meşru çıkar elde etme yolları olan doğuştan, emek, hibe ve verasetle elde edilmediği için, adalet idesiyle pozitif yasa ve reel politika arasında bir gedik her zaman bulunur. Şehrin kendi içinde ve diğer şehirlerle ilişkisini tayin eden pratik ahlâk olarak siyasetin amacı da Aristo (Politika), Eflâtun (Devlet), Fârâbî (Medinetü’l-Fadıla) ve Aqiunas (Tanrı Sitesi) için ahlak ve adaletten bağımsız değildir.
Anahtar Kelimeler:

Adalet, Tanrı, Ahiret, Erdem, Dinler

___

  • Aristoteles, Nikomakhos’a Etik, çev. Saffet Babür, Ankara 1988.
  • Fazlurrahman, Allah’ın Elçisi ve Mesajı, çev. Adil Çiftçi.Ankara.1997
  • Fromm, Erich, Kendini Savunan İnsan, çev. Necla Arat, İstanbul 1991.
  • Güriz, Adnan, “Adalet Kavramının Belirsizliği” (Adalet Kavramı, Ankara, 1994 içinde)
  • Izutsu, Prof.Dr.Toshihiko, Kur’an’da Allah ve İnsan, çev. Süleyman Ateş, Ankara.1982
  • Levinas, Emmanual, “Ötekinin İnsan Hakları”, çev: Ö. Gözel, Tezkire, sayı: 38, 2004
  • Kant, Immanuel, Ahlâk Metafiziğinin Temellendirilmesi, çev. İonna Kuçuradi, Ankara 1982.
  • Macintyre, Alasdar, Erdem Peşinde, çev. Muttalip Özcan, İstanbul 2001.