Muhammed Muhammed Ebû Mûsâ, Mürâca‘ât fî Usûli’d-Dersi’l-Belâgî

Cahiliye Arapları bir portreyi, olay ya da nesneyi başarılı bir şekilde lafız ve anlama sığdırmada üstün bir merhaleye ulaşmışlardı. Öyle ki Cahiliye dönemi şairi, uzun pasajlarla anlatılacak ya da tasvir edilecek herhangi bir temayı anlamı yoğun, lafzı öz birkaç beyitle ifade edebilmekteydi. Ancak Arapların sahip oldukları ve çoğu yerde gurur vesilesi olarak gördükleri beyan ve belagat tasavvurları, Kur’an’ın nüzulüyle beraber vahiy dilinin mu‘cîz/erişilmez üslubu sayesinde farklı bir aşamaya evrilir. Farklı ölçeklerdeki meydan okumalara rağmen erişilmez olan kelâm-ı ilâhî’ye karşı koyan ya da benzerini getirmeye çalışan kimse çıkmaz. Arapları derinden etkileyen ve belagat yetilerini yeniden şekillendiren bu i‘câz olgusu hakkında I./VII. asırda doğrudan bir çalışma yapılmaz. Ancak cem ve tedvin çalışmalarının ağırlık kazandığı süreçte ilimlerin teşekkül etmesi, beraberinde “Kur’an’ı mu‘ciz kılan husus ne olmuştur?” sorusunu gündeme getirir. Bu soru kaçınılmaz bir şekilde Kur’an’ın geldiği dönemin Araplarının beyan ve belagat seviyelerini incelemeye tabi tutan bir dizi çalışmayı tetikler. Zira Kur’an’ın i‘câzı, dönemin Arapçasının üstünlüğünü pekiştiren en önemli hadisedir. Söz konusu üstünlüğün saptanabilmesi ise tabii olarak ilgili dönemin edebî ürünlerinin tetkikini gerektirir. Bu farkındalıktan hareketle erken dönemden itibaren bir yandan Kur’an’ın hususi özelliklerini irdelemeyi esas alan tefsir ve i‘câz çalışmaları, diğer yandan ise Cahiliye dönemi şiirlerinin karakteristik özelliklerini belirlemeye ve anlamaya çalışan şiir eleştirisi eserleri telif edilir. Câhiz’in (öl. 255/869) belagat ve şiire dair konulara yer verdiği el-Beyân ve’t-tebyîn’i, Abdülkâhir el-Cürcânî’nin (öl. 471/1078-79) şiir eleştirisi ile i‘câzı tam anlamıyla iç içe işlediği Delâ’ilü’l-i‘câz’ı ve şiir eleştirisi meselelerini belagate konu olan kavramlarla ele aldığı Esrârü’l-belâga’sı bu tür eserlere örnek verilebilir.

A Review of “Mürâca‘ât fî Uṣûli’d-Dersi’l-Belâghî” Written by Mohammad Mohammad Ebu Musa