İnsanlığın var oluşundan itibaren sosyal, siyasal ve ekonomik alanda birçok değişimler yaşanmıştır. Bu değişimler insan yaşamını farklı etkilerle değiştirmiştir. Bunlardan biri olan “milliyetçilik” mefhumu yaklaşık olarak 200 yıldır direkt olarak bireylerin ve pek tabii dönemin örgütleniş biçimi olan imparatorlukları etkilemiştir. Bu etki sınırları, insan yaşamını değiştirmekle kalmamış, imparatorlukları, ulus devlete dönüştürmüştür. Bunca uzun bir geçmişe ve geniş etkiye sahipken, milliyetçilik kavramının üstüne akademik yakın dönemde çalışılmaya başlanmıştır. 20. yüzyılın başlarında sosyal bilimler konusu olarak ele irdelenmeye başlanan milliyetçilik kuramları 2. Dünya savaşı sırasında köklü olarak ele alınmaya başlanmıştır. Bu süreç sonrasında bu alanda eser veren yazarlar belirli ülkelerde milliyetçiliğin gelişmesine katkıda bulunması adına çalışmışlardır. 1960’lı yıllara gelindiğinde ise sömürge devletlerinin, hem bireysel olarak hem de emperyalist güdü ile bulunmuş oldukları bölgelerde zayıflaması ile milliyetçilik çalışmaları üstünde modernleşme etkisi görülmüştür. 1980’li yıllarla beraber entelektüel birikime sahip birçok yazar ile beraber milliyetçilik kavramı metodolojik olarak ele alınmaya başlanmıştır. Birçok farklı görüş, milliyetçilik üstüne görüş sunmuştur.