Türk Kültüründe “Akıl” ve “Bilgi” Üzerine Öğütler: Balasagunlu Yûsuf’tan Semeyli Abay’a

Türk kültür tarihinde “öğüt” ve “ahlâk” kavramının ilişkisine dair pek çok tanık bulunmaktadır. Bu kayıtlar, tarih boyunca yazılmış olan edebî eserlerle de takip edilebilir. Yetkin bir siyasetname ve nasihatname örneği olan Kutadgu Bilig (KB) konuyla ilgili ilk kaynaklardandır. Dönemin devlet anlayışının temelini teşkil eden sosyal ve siyasi ahlâk, eserde ön plana çıkıyor. Manevi kod anlamına gelen “sosyal ahlâk”, devlet tarafından korunup gözetilmeyi ve yüceltilmeyi gerektiriyor. Millete karşı sorumluluğu olan devletten, dar anlamda hükümdardan “siyasi ahlâk” bekleniyor. Sonuç itibarıyla devletin üst kademesinin “akıl” ve “bilgi” sahibi olması gerektiği sık sık tekrarlanıyor. Bu değerler, metinde dört kavramı (adalet, baht, akıl, akıbet) temsil eden şahısların (Kün Togdı, Ay Toldı, Ögdülmiş, Odgurmış) ortak özelliğidir. “Akıl” ve “bilgi”, hükümdarda bulunması gereken temel vasıfların başında geliyor: ked öglüg kerek beg ongarsa işin/bilip başlasa ötrü işler başın (KB, 1989) “İşe bilerek başlamak ve başarıyla tamamlamak için, beyin çok akıllı olması gerek(t)ir.” ay edgü törülüg arıg beg silig/bayat birdi erdem sanga ög bilig (KB, 3112) “Ey âdil, temiz ve halîm bey, Tanrı sana akıl, bilgi ve pek çok faziletler verdi.” Devletin üst düzey memurlarında da aynı vasıflar aranıyor. Akıl (ukuş) ve bilgi (bilig) ile ilgili beyitler, 950 yıl önce Karahanlı devlet geleneğinin liyakat esaslı olduğunun somut belgelerini sunuyor. Akıl, bilgi ve bilgeliğe verilen değer, hükümdar Kün Togdı’nın kendisine müşavir olarak seçtiği vezir Ay Toldı ve vezirin oğlu, bilahare vezir Ögdülmiş’ten de anlaşılıyor. Ay Toldı, bahtı temsil ediyor; tetig “zeki”, ukuşlug “akıllı”, biliglig “bilgili”, yigit “yiğit, cesur”, kılınçı amul “yumuşak huylu”, sözi yumşak “tatlı dilli” bir şahsiyet olarak tasvir ediliyor: bir ay toldı atlıg er erdi tetig/eşitti bu çavıg itindi itig (KB, 462) “Ay Toldı adında zeki bir adam vardı; ki hükümdarın bu şöhretini işitti ve ona gitmek üzere hazırlıklarını yaptı.” yigit erdi oglan kılınçı amul/ukuşlug biliglig hem öglüg köngül (KB, 463) “Sakin tabiatlı, akıllı, bilgili, zeki ve iyi gönüllü genç bir delikanlı idi.” Ögdülmiş, “akıl” kavramının asıl temsilcisidir. Hükümdarın, akıllı ve bilgili danışman tercihi, dönemin devlet geleneğini gözler önüne seriyor: ne edgü turur bu kişike öge/ögi bolsa ötrü atagu öge (KB, 1995) “İnsan için akıl ne iyi şeydir/akıllı insanlara müşavir nazarı ile bakılmalı.” KB’den üç asır önce yazılan Orhun Anıtları’nda Bilge Kağan, Bilge Tunyukuk ile birlikte Bilge Kağan’ın annesi İlbilge Katun da “bilge” unvanını taşıyor. Göktürk Kağanlığı’nın başındaki büyük irade, halkına Sabımın tüketi eşidgil...“Sözlerimi iyi dinleyin...” şeklinde sesleniyor; “ebedî ve müreffeh millet” profili çiziyor. Bu hükümdarâne hitap ve üslup, aslında köklü “öğüt” geleneğine de işare ediyor. Hemen sonraki Uygur kağanları ve üst düzey yöneticileri de bilge “bilge” adını taşıyorlar; Uygurlardan kalan manzum parçalarda “bilgi”nin önemi üzerinde duruluyor. Bütün bu kayıtlar, bilgiye değer veren Türk devlet anlayışının ve terbiyesinin Karahanlılardan önce de var olduğunu, KB’nin bir ilk olmadığını gösteriyor. Eserin, akıl ve bilimle ilgili prensipler ve hükümdar vasıfları bakımından İslam geleneğinin etkisinde kaldığını; ancak büyük ölçüde Türk izleri taşıdığını ortaya koyuyor. Türk-İslam devlet anlayışını temsil eden KB’de yöneten ve yönetilen arasındaki bu ahlâki ilişki, “öğüt” üslubuyla dile getiriliyor. Akıl ve bilgiye dayalı öğüt geleneği, KB’den sonra yazılan eserlerde de (Dîvânu Lugâti’t-Türk, Atebetü’l-hakâyık, Dîvân-ı Hikmet) devam ediyor. Bu gelenek, özellikle Doğu Türklüğü’nün ortak edebî dili Çağatayca ile yazılan eserler (Mahbûbu’l-kulûb) ve sözlü kültür/halk şiiri (Kazakça akın, jıraw ve jırşı “halk şairi”) aracılığıyla Kazak bozkır kültürüne intikal ediyor. Abay Kunanbay’ın proza “mensur” formunda ve nasihat türünde yazdığı Gakliya (< Ar.‘akliyye “akılcılık” Fr. rationalisme) daha sonraki adıyla Kara Sözder [Kara Sözler] (KS) adlı eseriyle yeniden vücut buluyor: Külli adam balasın kor kılatın üş nerse bar. Sonan kaşpak kerek: Aweli-nadandık, ekinşisi-erinşektik, üşinşi-zalımdık dep bilesiñ. (38. söz) “İnsanoğlunu aşağı çeken üç şey var. Onlardan kaçmak gerekir: İlki bilgisizlik, ikincisi tembellik, üçüncüsü zulüm.” Abay’ın, insanı alçaltan vasıfların başında “bilgisizlik” hususuna yer vermesi, KB’deki köklü geleneğin ve anlayışın devamıdır. Bu yazıda Balasagunlu Yûsuf ile Abay Kunanbay’ın “akıl” ve “bilgi” ile ilgili öğütlerinden hareketle bazı ortak kültürel değerler üzerinde duruluyor; bunların yeni nesillere aktarılmasının gerekliliği vurgulanıyor ve bu yolla, millî geleceğin güvence altına alınabileceği sorgulanıyor.

___

  • Axmetov, Z./B. Akmukanova. XV-XVIII Gasırlardagı Kazak Poeziyası. Almatı: Kazak SSR-iniñ “Gılım” baspası, 1982.
  • Akpınar, Yavuz. “Rusya Türklerinin Ortak Edebiyatından Söz Edilebilir mi?”. Yeni Türk Edebiyatı Dergisi 1. Mart 2010. 11-33.
  • Arat, R. Rahmeti. Kutadgu Bilig I Metin. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları,1947/1979.