Şule Gürbüz’ün Düzyazıları Üzerine Bir İnceleme
Günümüz yazarlarından olan Şule Gürbüz roman, şiir, tiyatro, hikâye ve deneme türlerinde kalem oynatmıştır. Bu makalede, yazarın tiyatro türündeki eseri hariç, diğer tüm düzyazı kitaplarının dil, üslup özellikleri incelenecek; tematik niteliğine ışık tutulacaktır. Yazarın iki hikâye ve bir deneme kitabı ile iki romanı, bu araştırmanın konusunu teşkil eder. Dolayısıyla hatırı sayılır bir edebî nicelik söz konusudur. Böylesine hacimli bir birikimi, makale kapsamında ele almak için ister istemez, en mühim hususların öne çıkartılması ve ayrıntıdan uzaklaşılması gerekir. Bu yüzden incelemede her nokta üzerinde tafsilatlı biçimde durulması güçleşmiştir.
Gürbüz’ün hikâye, deneme ve romanlarında vazgeçemediği bir tematik rezervinin olduğu görülür. Yazar, eserlerinde varoluş, hayat, zaman, ölüm, benlik gibi konuları işler. Yaşamı anlamlandırmaya uğraşma ve felsefi bir derinleşme, onun eserlerinin önde gelen özelliklerindendir. Temalarının ontolojik mahiyette olduğu dikkat çeker. Genel olarak temaları ile uyumlu bir dili ve üslubu vardır. Bununla beraber metinlerinde, okuma temposunu etkileyen uzun cümleler, aşırıya yaklaşan ayrıntı yoğunluğu, noktalama ve imla eksiklikleri göze çarpar.
Şule Gürbüz hâlen sanat hayatı devam eden bir yazardır. Makale, henüz hakkında kapsamlı akademik bir değerlendirmeye rastlayamadığımız Gürbüz’ün sanatını panoramik bir şekilde ortaya koymayı amaçlar. Böylece, şimdiye dek olan edebî verimine ışık tutulduğu gibi bundan sonra da yazacağını tahmin ettiğimiz eserleriyle şekillenecek olan sanat çizgisinin anlaşılmasına katkı sağlanacaktır.