Türkiye'de Ceza Hukukunda Avrupa Hukukuna Uyum Çalışmaları Bağlamında Üçüncü Yargı Paketinin Genel Değerlendirilmesi

Türk kanunkoyucusu 2001 yılından itibaren hızlanmakla birlikte, esasen onlarca yıldır mevzuatımızı AB Kazanımlarına uygun hale getirmek için ciddi mesai sarf etmiş ve mevzuatta çok sayıda değişikliğe ve iyileştirmelere gitmiştir. Türkiye’nin gerçekleşmesi olanaksız derecede güç görünün AB üyelik statüsün- den bağımsız olarak, bu alandaki çalışmalar Türk hukukunun gelişimine önemli katkı sağlamıştır. Bu çalışmalar, demokrasi, çağdaş hukuk ve hukuk kültürü açısından çok yararlı olmuştur. Ancak, bu çalışmalar çok sınırlı kişilerce, konu- nun uzmanlarından yararlanmadan, çok acele biçimde, yeterince ilgili çevreler- ce bilimsel açıdan incelenip tartışılmaksızın tepki kanunları biçiminde ve ciddi hatalarla yapılmıştır. Birçok kanun daha yürürlüğe girmeden veya sonrasında, aradan çok kısa süreler geçmesine karşılık, çok sayıda değişikliği tekrar yaşamak zorunda kalmıştır. Bunlar ise, ülkede hukuka duyulan güveni azaltmış, uygu- lama itibariyle gizli af etkisi göstermiş ve günü kurtaran kişilere özgü kanun değişiklikleri görüntüsü yaratarak, AB Hukukuna uyum adı altında dahi olsa, kanun ile hukuk farkını ortadan kaldıran, bilimsel konularda bilimin değil si- yasi çoğunluğun isteğinin hukuk gibi algılanmasına yol açan ve gerçekte AB Kazanımlarından uzaklaşan bir hukuk kültürünün iyice yerleşmesine neden ol- muştur. Kanuni düzenlemeler kadar ve belki de bu geçiş süreçlerinde onlardan daha da önemli olan adli kişi veya makamların hukuk uygulamaları ve hukuk kültürüdür. Bu konuda, son on yıl içindeki bazı kanunu düzenlemelerdeki olumlu gelişmeler bir yana, genelde kanuni düzenlemeler özelde ise yargı uygu- lamasında ilerleme değil, ciddi geriye gidişin olduğu ve hızla AB Hukuku kaza- nımlarından uzaklaştığımız gözlemlenmektedir. Bu alandaki başarı, çok zaman kaybetsek de, yeniden modern ve bilimsel hukuk kültürü ve yargı uygulamasını tesis etmekle olabilecektir.

___

  • .