AB GÖÇ YÖNETİŞİMİNDE BİR İNSAN HAKLARI PROBLEMİ OLARAK “SICAK NOKTA YAKLAŞIMI"

Arap Baharı sonrası Avrupa yönlü göç hareketi karşısında uygulanan ve göçmen odaklılıktan uzaklaşıldığına işaret eden “sınır kontrolü” ve “geri gönderme” politikaları AB göç yönetişiminin gövdesini oluşturmakta ve bu çerçevede AB’ye yöneltilen eleştirilerin odağında yer almaktadır. Bu politikaların bir uzantısı olarak, Nisan 2015’te Avrupa Göç Gündemine dahil edilen “sıcak nokta yaklaşımı” ile yeni gelen göçmenleri tespit etmek ve bu göçmenlerin parmak izlerini alarak sığınma başvurularını değerlendirmek için, göçmenlerin yoğun giriş ülkeleri olan Yunanistan ve İtalya’da belirli işlem merkezleri oluşturulmuştur. Bu merkezlerde göçmenler zor şartlar altında bekletildiğinden ve sıklıkla sığınma hakkından mahrum kaldıklarından, bahsedilen eleştiriler şiddetlenmektedir. Yunanistan ve İtalya’daki sıcak nokta kamplarının çarpıcı örnekler olmaları bakımından vaka olarak seçildiği ve ilgili hükümetler ile sivil toplum kuruluşlarının verilerine dayanarak oluşturulan bu çalışmada, göç yönetişiminde bir dışsallaştırma aracı olarak kullanılan “sıcak nokta yaklaşımı” normatif insan hakları düşüncesi çerçevesinde ele alınmakta ve bu yaklaşımın AB’nin göç yönetişimindeki en önemli aksaklıklardan birisi olduğu savunulmaktadır.

THE “HOTSPOT APPROACH” AS A HUMAN RIGHTS PROBLEM IN EU MIGRATION GOVERNANCE

The “border control” and “refoulement” policies implemented in the face of human mobility towards Europe after the Arab Spring point to a move away from immigrant focus and constitute the body of EU migration governance. These policies are at the center of the criticisms directed to the EU on this topic. As an extension of these policies, certain processing centers have been established in Greece and Italy, into which immigrants are heavily entering, to identify the newly arrived immigrants and to evaluate their asylum applications by taking their fingerprints with the “hotspot approach” included in the European Agenda on Migration in April 2015. The afore-mentioned criticisms have intensified as migrants are kept under poor conditions in these centers, and are often deprived of their right to asylum. In this study, which has been constituted based on the data from the related governments and non-governmental organizations and the hotspots in Greece and Italy, as of dramatic examples in this concept, ‘the hotspot approach’ which is used as an externalization tool in migration governance is discussed in the frame of normative human rights and asserted as one of the most crucial setbacks in EU migration governance.