Bağdat'taki Arap Dili Grameri Akımları ve Süreçleri

Bağdat şehrinin tarihi, Babillilere kadar uzanmaktadır. Kervan yollarının kavşağında bulunan yörede tarih boyunca çeşitli panayırlar düzenlenmiş olup, İslam Devleti’nde ise Hz. Ömer dönemine kadar haraç bölgesi olarak varlığını devam ettirmiştir. Hz. Ömer’in vakıf arazisine çevirmesiyle birlikte bölge farklı bir statü kazanmıştır. Jeopolitik konumu ve ticaret merkezliğinin yanında iklim güzelliği ile de Abbâsî Halifesi Ebû Cafer el-Mansûr (ö. 158/775)’un dikkatini çekmiş ve o, 145/762 yılında burayı yeniden inşa ederek Abbâsî Devletinin başkenti yapmıştır. Bağdat’ın bir ilim merkezi olmasını isteyen Abbâsî halifeleri, bütün ilim dallarından âlimlerin buraya gelmesi için çabalamışlar, özellikle de kendilerine yakın gördükleri Kûfeli âlimleri Bağdat’a davet etmişlerdir. Onlar, diğer ilim dalları gibi Arap diline de önem vermişler ve dönemin Kûfe nahiv imamı Kisâî’yi Bağdat’a davet etmişlerdir. Böylelikle Kûfe nahiv ekolünün Abbâsîlerin merkezi Bağdat’a yerleşme süreci başlamıştır. Bu sürecin sonunda Kûfe nahiv ekolü, Kisâî’nin elinde oluşumunu tamamlayarak Bağdat’ta kendine özgü bir nahiv metodu olarak nahiv tarihindeki yerini almıştır. Sîbeveyh’in Basra nahiv ekolünü Bağdat’a taşıma çabaları, Bağdat’ta Kûfe nahiv metodunu yerleştirmiş olan Kisâî ile aralarında bir münazayı kaçınılmaz kılmıştır. Tarafların kabul etmesi ile nahiv tarihine el-Mes’eletü’z-Zünbûriyye olarak geçen ve üzerinde pek çok tartışma yapılan münazara gerçekleşmiştir. Sîbeveyh ve Kisâî’nin ihtilaf ettikleri meselede hakemliğine başvurulan Kûfeli Arapların Kisâî’nin lehine şahitlikleriyle tartışma Sîbeveyh’in mağlubiyeti ile son bulmuştur. Bu mağlubiyeti kabullenemeyen Sîbeveyh, Basra’ya girmeden öğrencisi Ahfeş (ö. 215/830)’i şehir dışına çağırmış, olanları orada ona anlatarak doğup büyüdüğü Şiraz’a geri dönmüş ve orada kahrından mide hastalığına yakalanıp vefat etmiştir. Hocasının durumuna çok üzülen Ahfeş, onun intikamını almak için Bağdat’a doğru yola koyulmuştur. Ahfeş, Kisâî’yi hem Bağdat halkı hem de öğrencileri önünde rezil etmek için sabah namazından sonra ona sorular sorsa da Kisâî, Ahfeş’e iltifatlar ederek onun içindeki intikam ateşini söndürmeyi başarmıştır. Kisâî, Ahfeş’e pek çok maddi imkân sunmuş ve onun Bağdat’ta yanında kalmasını sağlamıştır. Bu sürecin sonunda Ahfeş, Basra nahiv metodundan Kûfe metoduna yaklaşmış ve de hocası Sîbeveyh’in intikamını unutmuştur. O, Kûfe nahiv okulunun temellerinin atılması sürecinde bizzat yer almış ve Kîsai ondan Sîbeveyh’in el-Kitâb’ını okuyarak Sîbeveyh’in nahiv metodunu yakından tanıma imkânı bulmuştur. Daha sonra Basra ekolünün bir diğer imamı Müberred (ö. 286/900) Bağdat’a gelmiştir. Dönemin Kûfe ekolü imamı Sâleb (ö. 291/904), Müberred’in gelişinden rahatsız olmuş ve en iyi iki öğrencisi Zeccâc (ö. 311/923) ve İbn Hayyât’ı (ö. 320/932) ona sorular sorarak onu halkın önünde rezil etmeleri için göndermiştir. Fakat Mübberred, ikna edici kişiliği ve nahiv meselelerine getirdiği illetlerle Zeccâc ve İbn Hayyât’ı kendisine hayran bırakmış, hatta Zeccâc, Müberred’in öğrencisi olmuş ve Sâleb’e geri dönmemiştir. Bağdat’ta Müberred ile Sâleb arasında pek çok tartışma gerçekleşmiş ve bu tartışmalar, dönemin nahiv talebelerine her iki nahiv ekolünün metotlarını ustalarından duyma fırsatı vermiştir. Son tahlilde onlar, Basralı nahivcilerin katı ve tavizsiz tutumu ve Kûfeli nahivcilerin de aşırı musamahakâr yaklaşımlarının ortasında bir yol tutarak yeni bir nahiv anlayışı benimsemişlerdir. Bu yeni ve orta yol nahiv anlayışı, diğer iki nahiv ekolü gibi doğduğu şehre nispet Bağdat’ın adını almıştır. Bağdat ekolü mensubu nahivciler, nahiv meseleleri karşısında hem Basralı nahivcilerin hem Kûfeli nahivcilerin fikirlerinden seçmeler yapmışlar hem de kendilerine özgü yaklaşımlara imza atmışlardır. Bu yeni ekolün önde gelen iki temsilcisi Ebû Ali el-Farisî (ö. 377/987) ve onun öğrencisi İbn Cinnî (ö. 392/1002)’dir. Bu yeni nahiv anlayışı, Basra ve Kûfe nahiv ekollerinin nahiv ilmindeki tekelini kırmak suretiyle Mısır, Endülüs ve diğer nahiv ekollerinin de ortaya çıkışına zemin hazırlamıştır. Ayrıca sonraki dönemde büyük nahivcilerin kendilerine özgü bir duruş sergilemelerinin de önü açılmıştır.

Arap Grammar Trends and Processes in Baghdad

The history of Baghdad dates to the Babylonians, and during the Islamic State period, various fairs were held in the region, which was at the crossroads of caravan routes. Until the Omar period, this region continued to exist as a tribute region. The territory gained a different position with Omar turning it into a foundation land. This small town attracted the attention of Abbasid Caliph Abu Cafer al-Mansûr (d. 158/775) with its climatic beauty as well as its geopolitical and commercial importance. He rebuilt this town in 145/762 and made it the capital of the Abbasid State. The Abbasid Caliphs, who wanted Baghdad to be a center of science, tried bringing scholars from all science branches to Baghdad. Like other branches of science, the caliphs gave importance to the Arabic language, especially when they invited the scholars of Kûfa, whom they saw close and compatible with them, to Baghdad. Kisâî was also invited to Baghdad, and thus the Kûfa nahiv school began to settle in Baghdad, which was the center of the Abbasids. The efforts of Sîbeveyh to bring the Basra school to Baghdad made a dispute inevitable with Kisâî , the imam of the Kûfa school, who had established his own syntax method in Baghdad and trained his students. With the acceptance of this by the parties, the debate, which went down in the history of syntax as al-Mes'eletü'z-Zünbûriyye, on which many discussions took place. The debate ended with the defeat of Sibewayh, with the testimonies of the Arabs of Kûfa, who were consulted to arbitrate on the issue in which Sîbeveyh and Kisâî disagreed, in favor of Kisâî. Sîbeveyh, who could not accept this defeat, called his student Ahfeş out of the city before entering Basra, told him what happened there, and returned to his native Iran and died there. Ahfeş, who was very upset about the situation of his teacher, set out for Baghdad to take revenge. Although he asked him questions in the morning prayer in order to disgrace Kisâî in front of both people and his students, Kisâî succeeds in extinguishing his attempt of revenge by complimenting Ahfeş. Kisâî provides him with financial means and allows him to stay in Baghdad. At the end of this process, Ahfeş approached the Kûfa method from the Basra syntax method and forgot the revenge of his teacher Sîbeveyh. He personally took part in the process of laying the foundations of the Kûfa syntax school and Kisâî had the opportunity to get to know Sîbeveyh's syntax method closely by reading Sîbeveyh's al-Kitab from him. Later, another imam of the Basra school, Mubarrad, came to Baghdad. The imam of the Kûfa school of the time, Sâleb, was disturbed by Mubarrad's arrival and sent two of his best students, Zeccâc (d. 311/923) and İbn Hayyât’ı (d. 320/932 him, to ask questions and humiliate him in front of the public. But Mubarrad fascinates Zeccâc with his persuasive personality and the ills he brings to grammar issues. Zeccâc becomes Mubarrad's student now and does not return to Sâleb. Many discussions took place between Mubarrad and Saleb in Baghdad, and these discussions enabled the students of syntax to hear the syntax methods of both schools from their masters. In the final analysis, they adopted a new understanding of syntax by adopting a way in the middle of the strict and uncompromising attitude of the syntax scholars of Basra and the overly permissive approach of the syntax scholars of Kûfa. Like the other two syntax schools, this new and middle way syntax understanding was named after the city of Baghdad, where it was born. The syntax scholars, who are members of the Baghdad school, made selections from the ideas of the syntax scholars from Basra and of Kûfa, and they signed their own unique approaches to the issues of syntax. The prominent representatives of this new school are Ebû Ali al-Fârisî and İbn Cinnî. This new understanding of syntax paved the way for the emergence of Egypt, Andalusia and other syntax schools by breaking the monopoly of Basra and Kûfa syntax schools in the science of syntax. In addition, in the following period, the way for the great syntax scholars to display a unique stance was paved.

___

  • ‘Aḍîme, Muhammed Abdulḫâlıḳ. “Mukaddime”. el-Muḳteḍab. Kahire, 1994.
  • ‘Afḳânî, Sa‘îd. Min târîḫi’n-naḥv. Dâru’l-Fikr, ts.
  • Altıkulaç, Tayyar. “Kisâî”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. Ankara: TDV Yayınları, 2002.
  • Bağdâdî, Ahmed b. Ali el-Ḥaṭîb el-. Târîh-u Medîneti’s-Selâm. Beyrut: Dâru’l-Ğarbi’l-İslâmî, 2001.
  • Bâkır, Abdulhâliḳ. “Basra”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. 5/108-109. İstanbul: TDV Yayınları, 1992.
  • Brockelman, Carl. Târîhu’l-edebi’l-Arabî. Kahire: Dâru’l-Meârif, 5. Basım, 1991.
  • Dayf, Şevkî. el-Medârisu’n-Nahviyye. Dâru’l-Meârif, 7. Basım, ts.
  • Demirci, Mustafa. “Sâmerrâ”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. İstanbul: TDV Yayınları, 2009.
  • Dûrî, Abdülazîz ed-. “Enbâr”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. İstanbul: TDV Yayınları, 1995.
  • Durmuş, İsmail. “Müberred”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. İstanbul: TDV Yayınları, 2006.
  • Ebu’l-Feth İbn Cinnî, Osman. el-Muhteseb. Dâru Sezkîn, 2. Basım, 1986.
  • Enbârî, Muhammed b. el-Kâsım ibnu’l-. Nüzhetü’l-elibbâ fî tabakâti’l-udebâ. Ürdün: Mektebetü’l-Menâr, 3. Basım, 1985.
  • Ezherî, Hâlid b. Abdilleh. Şerhu’t-tasrîh ‘ale’t-tevdîh. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-Ilmiyye, 2000.
  • Hadîsî, Hadîce. el-Medârisü’n-nahviyye. Ürdün: Dâru’l-Emel, 3. Basım, 2001.
  • Hamevî, Yâkût. Mu‘cemü’l-buldân. Beyrut: Dar-u Sâdır, 1977.
  • Hamevî, Yâkût. Mu‘cemü’l-üdebâ. Beyrut: Dâru’l-Ğarbı’l-İslâmî, 1993.
  • Işık, Emin. “İbn Enbârî”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. İstanbul: TDV Yayınları, 2000.
  • İbn ‘Aḳîl, Behâüddîn Abdullah. Şerḥ-u İbn ‘Aḳîl. Tahran: Maṭba‘atü Emîr, 14. Basım, 1964.
  • İbn Cinnî, Ebu’l-Feth Osman. el-Hasâis. Kahire: Dâru’l-Ḥadîs, 2007.
  • İbnu’l-Enbârî, Muhammed b. el-Kâsım. el-İnsâf fî mesâili’l-hılâf beyne’l-Basriyyîn ve’l-Kûfiyyîn. Dâru’l-Fikr, ts.
  • İbnu’n-Nedîm, Muhammed b. Ebî Ya‘kūb İshâk en-Nedîm. el-Fihrist, ts.
  • Kandemir, M. Yaşar. “Fesevî”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. İstanbul: TDV Yayınları, 1995.
  • Karabudak, Muhsin. Bağdat Dil Ekolü ve Başlıca Temsilcileri. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans, 2010.
  • Kaya, Ahmet. el-Ahfeş el-Evsat ve Me‘âni’l-Kur’ân Adlı Eseri Işığında Arap Dili Gramerindeki Yeri. Bursa: Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2014.
  • Kılıç, Hulûsi. “Kûfiyyûn”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. Ankara: TDV Yayınları, 2002.
  • Kızıklı, Salih Zafer. “Bağdat Gramer Ekolüne Genel Bir Bakış”. Marife Dini Araştırmalar Dergisi, 133-149.
  • Mahmud, Mahmud Hüseynî. el-Medrasetü’l-Bağdâdiyye fî târîhi’n-nahvi’l-Arabî. Dâr-u ‘Ammâr, ts.
  • Mubârek, Mâzin. ez-Zeccâcî, ḥayâtühû ve eseruhû ve meẕhebühü’n-naḥvî. Şam: Dâru’l-Fikr, 3. Basım, 1984.
  • Özbalıkçı, Mehmet Reşit. “Sîbeveyh”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. İstanbul: TDV Yayınları, 2009.
  • Özdemir, Sevim. Ebû Ali el-Fârisî ve Nahiv İlmindeki Yeri. Isparta: Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 1996.
  • Özkal, Ramazan. ez-Zeccâc ve Kitâbu Fe‘altü ve Ef‘altü Adlı Eserinin İçerik ve Yöntem Açısından İncelenmesi. Konya: Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2016.
  • Sabbân, Muhammed b. Ali. Hâşiyetü’s-Sabbân. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-‘Ilmiyye, 2. Basım, 2008.
  • Sîrâfî, Ebû Saîd el-Ḥasen b. Abdillah. Aḫbâru’n-naḥviyyîn el-Basriyyîn. Kahire: Maṭbaa el-Bâbî el-Ḥalebî, 1955.
  • Suyûtî, Celâluddîn Abdurrahman b. Ebî Bekr. Buğyetü’l-vu‘ât fî tabakâti’l-luğaviyyîn ve’n-nuhât. Dâru’l-Fikr, 2. Basım, 1979.
  • Suyûṭî, Celâluddîn Abdurrahman b. Ebî Bekr. Hem‘u’l-hevâmî fî cem‘ı’l-cevâmî. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-Ilmiyye, 1. Basım, 1998.
  • Şerbînî, Şerîde. “Muḳaddime”. el-Ḥaṣâiṣ. Kahire: Dâru’l-Ḥadîs, 2007.
  • Tantâvî, Muhammed. Neş’etü’n-nahv. Kahire: Dâru’l-Menâr, 2. Basım, 1991.
  • Yavuz, Mehmet. “İbn Cinnî”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. İstanbul: TDV Yayınları, 1999.
  • Yazıcı, Hüseyin. “İbn Serrâc”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. İstanbul: TDV Yayınları, 2000.
  • Yıldız, Ahmet. Hassân Ahmed Kamhıyye ve Şiirleri. Konya: Palet Yayınları, 2021.
  • Zeccâcî, Abdurrahman b. İsḥâḳ. Mecâlisu’l-‘ulemâ. Kahire: Mektebetu’l-Ḫancî, ts.
  • Zübeydî, Muhammed b. el-Ḥasen. Tabakâtü’n-nahviyyîn ve’l-luğaviyyîn. Kahire: Dâru’l-Me‘ârif, 2. Basım, ts.