AKRABA MEKTUPLARINI İÇEREN BİR MÜNŞEÂT MECMUASI

Mektup, İslamiyet’in kabulünden sonra inşâ ilmi altında gelişerek büyüyen bir edebî türdür. Mektup, Arap ve Fars edebiyatlarının ardından XV. yüzyıl itibariyle Türk edebiyatında da varlığını göstererek ilk edebî örneklerini vermeye başlamıştır.  Zaman içerisinde edebî mektupların nasıl yazılacağı hakkında bilgiler ve mektup örnekleri içeren eserler verilmeye başlanmıştır.  Sözü edilen eserler de münşeât/ münşeât mecmuası olarak adlandırılmış ve edebiyat tarihi içinde kendine önemli bir yer edinmiştir.  XVIII. yüzyıla gelindiğinde ise mektup yaygınlaşmış ve halk tarafından da benimsenmiş bir tür haline gelmiştir.  Çalışmaya konu olan eser, içerisinde barındırdığı mektup örnekleriyle dikkat çekmektedir. Çünkü eserde yer alan mektuplar alışıla gelmiş edebî mektup örnekleri yerine aile içi yazışmaları ihtiva etmektedir. Eserde, karı- koca, baba-oğul, gelin-güvey, dayı, teyze, amca vb. akrabaların birbirlerine yazdıkları -hatta kimi yerlerde ev satışı, yakınına gönderdiği harçlık gibi özel işlerini dile getirdikleri- mektup örnekleri kendine yer bulmaktadır. Çalışmada öncelikle edebî tür olarak mektupla ilgili bilgiler verilecek akabinde yazma nüsha tanıtılarak metin neşredilecektir.