İnsanlık tarihinde fikir hareketlerinin yerini incelemek adetten değildir. Tarih daha çok devletlerin tarihi olarak ele alınmış ve bu türden tarih çalışmalarında da daha çok savaşlar ve savaş sonrası yapılan anlaşmalar büyük bir yer tutmuştur. Bu yazı, bir kurumun tarihine yönelik bir mikro tarih çalışmasına katkı yapmayı amaçlamaktadır. Burada, fikirlerin ve fikir hareketlerine öncülük eden kurumların önemini bilen bir camianın üyesi olarak, hem kendi fikri gelişmemin hem de bu fikri gelişime katkıda bulunan Türkiye’deki liberal geleneğin ağırlık merkezinin belirli bir dönemdeki tarihine ışık tutulmaya çalışılacaktır. Bu kısa yazıda “objektif” tarihçilik yapıyorum gibi bir iddiada bulunmuyorum. Sadece, on yılı aşkın bir süredir, Yusuf Şahin diye bir liberalin Türkiye’deki liberal gelenekle kurduğu ilişkilerin tarihini ortaya koymaya çalışıyorum. Kendi hikâyem ile liberal gelenek arasındaki bu ilişki, tabiatıyla duygusal bir çalışmanın ortaya çıkmasına yol açacaktı. Galiba, öyle de oldu.