Öz: Norveçlilier tarafından keşfedilen İzlanda, Norveç ve Danimarka gibi pek çok devletin egemenliği altında yaşamıştır. II. Dünya Savaşı sırasında İngiltere tarafından işgal edilen İzlanda 1941 yılında ABD’nin kontrolüne girmiştir. Bu sayede İzlanda Nazilerden ve Sovyetler Birliği’nden korunmuştur. 1944 yılında bağımsızlığını kazanan İzlanda, daha sonra ordusu olmadığı halde 1949’da NATO’ya üye olmuştur. 2000’li yıllardan itibaren İzlanda dünyanın önemli finans ve bankacılık merkezi haline gelmiştir. İzlanda ekonomisinin temeli balıkçılık ve hayvancılıktan oluşmaktadır. Diğer yandan İzlanda’da enflasyon oranı % 6.8, işsizlik ise % 0.8’dir. Bu rakam Avrupa’nın en iyi oranıdır. Ordunun olmaması ekonominin gelişimini hızlandırmıştır. Çünkü orduya harcama yapılmamaktadır.  Bu örgütlerden biri de Avrupa Birliği’dir. Başından beri AB’ye tam üyeliğe sıcak bakmayan İzlanda 1970 yılında EFTA’nın 1994 yılında Avrupa Ekonomik Alanı’nın üyesi olmuştur. 2008 yılında yaşanan küresel ekonomik kriz nedeniyle ekonomik olarak zarar gören İzlanda, bu zarardan kurtulmak için AB’ye tam üyeliği zorunluluk olarak görmüş ve 2009 yılında tam üyelik başvurusunda bulunmuştur. 2010 yılında müzakerelere başlayan İzlanda 2015 yılında adaylık statüsünü geri çekmiş ve müzakereleri durdurmuştur. Bu çalışma söz konusu durumunun nedenlerini analiz etmeye çalışacaktır. Böylece İzlanda’nın ulusal çıkarı için Avrupa Birliği’ni bir araç olarak kullanıp kullanmadığı ortaya çıkmış olacaktır.Anahtar Kelimeler: AB, İzlanda, adaylık statüsü, AEA, tam üyelik.