Kentsel Rekabet Ortamında Merkezi Yönetim – Yerel Yönetim Dengesi ve Hizmet Sunumlarında Popülistleşme Eğilimlerindeki Tehlike

Toplumbilimsel ölçüde ulaşım ve iletişim altyapı ve teknolojilerindeki gelişmelerin, çılgınca bireyselleşmeyi doğurduğu gibi, kentsel kamusal hizmetlerin sürdürüldüğü yerel yönetimlerde de böylesi (egosantrik açılımlı) sonuçlar doğurmaktadır. Son 20-30 yıl içinde yerel yönetimlerin gerek hizmet sunumundaki çeşitliğin artması ve yeni hizmet ücretlendirme alanlarının gelişmesi gerekse 2005 li yıllardan sonra yeni yerel yönetim mevzuatının kabul edilmesiyle, gerekse alternatif hizmet sunma yöntemlerinin kullanılmasıyla kaynak sorunları önemli ölçüde azalmıştır. Bu gün için yerel yönetimlerce dile getirilen kaynak sorunları, gittikçe obezleşen yerel kamusal yatırımların bir gerekçesidir. 2005 li yıllardan sonra yerel yönetim mevzuatıyla da desteklenen “yerelleşme” eğilimleri merkezi yönetimdeki kimi yetkilerin hızlı bir şekilde yerele göçerilmesi ile hızlanmış ve merkezden yönetilen çoğu kentsel kamusal hizmetler gerçekten o yerel yönetim kuruluşu için gerekli olup olmamasına bakılmaksızın verilmek istenmiştir. Merkezi yönetimden yerel yönetime kayan ağırlık dengesi, yerelde kentleri ve kent yöneticilerini ‘ölçek ekonomisine’ ve ‘optimum hizmet alanı’ ilkesine uymayacak türde rekabet ortamına sokmuştur. 30 bin nüfuslu bir yerel yönetim birimi bile asfalt fabrikası, su arıtma tesisi veya katı atık işleme tesisi kurmak için kaynak temini amaçlı Ankara’nın yollarını aşındırmaktadır. Oysa ki, bu tür kamusal hizmet yatırımları, normal ölçekli bir yerel yönetim birliğiyle yürütülebilecek iken, ölçek ekonomisine ve optimum hizmet alanı ilkesi gözardı edilerek etkinlik ve verimlilik ilkelerine bakılmaksızın küçük bir belediye tarafından yürütülmeye kalkışılmaktadır. Kentsel rekabet amaçlı gittikçe artan oranlı ve ölçek ekonomisine uymayan yereldeki kamusal hizmet alanlarını artırmaya yönelik politikaların tüzük veya İçişleri Bakanlığı yönetmeliği düzeyinde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.