Son yarım asır, Anglo-Amerikan felsefede büyük bir devrime tanıklık etmiştir. Princeton Üniversitesinin ünlü felsefecisi Paul Benacerraf, yakın geçmişe dair, 1950 ve 60’larda Princeton’da felsefe yapmanın nasıl bir şey olduğunu hatırlatmaktadır. O dönemde, ezici biçimde baskın olan düşünme biçimi bilimsel doğalcılık/naturalizm idi. Metafizik yenilgiye uğramış, pis bir cüzzamlı gibi felsefeden sürülmüştü. Bilimsel olarak ele alınamayan her tür sorun, sözde-sorun olarak hemen reddediliyordu. Doğrulamacılık (verificationism), muzaffer bir şekilde yeni felsefe biliminin tahtına oturmuştu. “Bu yeni aydınlanma, metafiziğin eski görüş ve yaklaşımlarını sessizliğe gömecek ve yerlerine yeni bir felsefe biçimi getirecekti