AVRUPA BİRLİĞİ’NDE DEMOKRASİ YOLUNDA BİR ADIM: KOMİSYON BAŞKANLIĞI SEÇİMİ ÜZERİNE BİR SINAV

Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nun (AKÇT) 1951 yılında Paris Antlaşmasıyla ilk olarak “Yüksek Otorite” adı altında bir araya gelen, elinde bulundurduğu yetkilerle giderek güçlenen Avrupa Komisyonu, günümüzde Avrupa Birliği’nin(AB) yürütücü organı olarak hareket etmektedir. Yetkileri açısından oldukça önemli bir yere sahip olan Komisyon’un, kurucu antlaşmaların kendilerini yenilemeleriyle birlikte değişiklere uyum sağlayarak kurumlar içerisindeki rolü yerleşmiştir. Yasa teklifleri hazırlama, bütçe üzerinde Parlamentoyla birlikte hareket etme, Uluslararası Antlaşmaların yapılmasında müzakereci yetkileriyle AB’nin itici gücüdür. Ancak buradaki asıl önemli nokta, bu itici gücün liderliği konumundaki Komisyon başkanlığı makamının oldukça önemli bir konuma gelmiş olmasıdır.Bu çalışmada, önceleri atama yöntemiyle belirlenen Komisyon başkanlığı görevinin 2014 Parlamento seçimleri sonrasında ilk defa göreve seçilerek gelmesinin sağladığı değişim irdelenecektir. Bu irdeleme yapılırken, Avrupa Komisyon başkanlığı seçim yöntemlerindeki değişim Kurucu Antlaşmalar ve temel raporlar dikkate alınarak değerlendirilecektir. Böylece Mayıs 2014 Parlamento seçimleri öncesi ve sonrasında Avrupa Komisyon başkanlığı seçim sisteminin Lizbon Antlaşması ardından geldiği nokta daha net açıklanacaktır.

A STEP IN THE DEMOCRACY IN THE EUROPEAN UNION: AN EXAMINATION ON THE CHOICE OF COMMISSION PRESIDENCY

The European Commission, which was first established as a "High Authority" by the European Coal and Steel Community (ECSC), by the ECSC Treaty signed in Paris in 1951, has become the executive organ of the European Union today with its ever increasing powers. The status of the commission, which has a very important place in terms of its powers, stems from the model difference between the ECSC Treaty and the European Economic Community and the European Atomic Energy Community treaties. However, the most important point here is that the position of the presidency of the Commission, which is the leader of this is the driving force, has become a very important position. In this study, the change caused by the election of the commission president, elected in 2014 after the parliamentary elections, which was an assigned position previously, will be discussed. In this discussion, the change in methods of taking charge in the European Commission will be assessed in consideration of the Founding Treaties and other official documents/fundamental reports. Consequently, before and after the May 2014 Parliamentary Elections, this study attempts to shed a light on the present status of the election system for the European Commission Presidency, after the Lisbon Treaty