Dünya, 21. yüzyılın en büyük iki gücü olan ABD ve Çin’in, uzun süredir küresel hegemonyayı elinde tutan ilkinin elindekini koruması, diğerinin de kendi eline geçirmesi savaşımına sahne olmaktadır. Bunun siyasi, ekonomik ve askeri yönleri olmakla birlikte, özellikle Çin’in Kuşak-Yol Girişimi ile somutlaşan mega projeksiyonlar bağlamında, denizlerde kontrolü elde bulundurma gibi somut bir tarafı da mevcuttur. Güney Çin Denizi ise “Çevreleme 2.0”ın ilk sahnesi olarak belirginleşmiş ve bilhassa askeri rekabetin jeo-ekonomik faktörleri etkilemesi açısından öne çıkmıştır. Söz konusu denizde ABD seyrüsefer serbestliğini, Çin ise tarihsel egemenlik haklarını başat unsurlar olarak ileri sürerek ve en çok da deniz kuvvetlerini kullanarak büyük güçler rekabetinin gereklerini yerine getirmektedir. Zorlayıcı tedbirlerin istenmeyen en sonuncusu olarak da olsa sıcak çatışma olasılığı, birçok kesimin göz ardı edemeyeceği kadar muhtemel ve de tehlikeli görünmektedir.

The world gradually appears as the confusing stage for competitive two great powers over the global hegemony of the 21st century, namely the United States and China. One of them has been struggling to be keeping whatever she is in possession of her privileges for long-term and the second one has been seeking to further some privileges from the regionalization of the resources in terms of personalizing her historical development. Although there have been political, economic and military aspects of the conflict between them, there is also a concrete side such as keeping the seas under their possession in the context of mega projections that are successfully embodied by China's Belt-Road Initiative, while her rival has failed to exploit such projects. In that case, the South China Sea can be thought to be evident as the first scene of "The Containment 2.0" and has come to the front from the aspect of military competition that has affected the future of the geo-economics relations. In that sea, the United States and China have been acting as great powers, where the US highlights the freedom of navigation and China appears to claim historical sovereignty rights over using naval forces in the disputed region. The possibility of war seems to be highly likely and dangerous that that cannot be ignored, albeit as the last one of the compelling measures.