Osmanlı Kitap Kültürü: Cârullah Efendi Kütüphanesi ve Derkenar Notları

Osmanlı dünyası sıklıkla bir “yazı medeniyeti” olarak yüceltilse de, bu “yazı” kültürüne ait muhtelif meselelerin sarf edilen övgüye denk düşebilecek nitelik ve nicelikte araştırmalara konu olduğunu söylemek hayli zor. Sözgelimi, birtakım ilimlerle sınırlı olsa da mevcut bilgiyi tenkit etme, yeniden üretme ve tedavüle sokma metodu olan şerh ve hâşiyeler, hakiki ilmî faaliyetlerden ziyade özgünlükten uzak değersiz tekrarlar olarak görüldüğünden hak ettiği bilimsel alâkaya ve kuşatıcı çalışmalara pek de mazhar olmadı. Osmanlıların matbaa tecrübesine yönelik çalışmalar da, matbu yaşamın yüzyıllarca “yazma” etrafında teşekkül etmiş bir kültürle nasıl ilişki kurduğuyla ilgili yapılabilecek çok sayıda araştırma olmasına karşın, matbaanın Osmanlı Müslümanları arasında geç kabul görmesini bir gerileme alâmeti (hatta âmili) sayan ya da bilakis matbu yaşama geçişteki gecikmenin apolojisini yapan mükerrer çalışmalarla doludur. Öte yandan gerek yüksek lisans ve doktora tezleri gerekse sair araştırmalar biçiminde birçok ilmî-edebî metnin neşrolunmasını sağlayan çalışmaların çoğunun, yazma kültürünün hususiyetlerini ve metinlerin üretildiği tarihî-ilmî bağlamları hesaba katmayıp “müellifin hayatı-eserleri-tenkitli metin” kalıbının dışına çıkamadığını da sanırım teslim etmek gerekir.