Estetik ve Feminist Kuram: Kadınların Sinemasını Yeniden Düşünmek
1976 yılında ortaya attığı, “dişil bir estetik var mıdır?” sorusuna Silvia Bovenschen’ın verebildiği tek yanıt hem evet hem hayırdı: “Eğer estetik bilinç ve duyusal algı biçimlerinden bahsediliyorsa, kesinlikle vardır. Eğer alışılmadık bir sanatsal üretim çeşidinden ya da titizlikle inşa edilmiş bir sanat kuramından bahsediliyorsa, kesinlikle yoktur” (1977: 136)2. Bu çelişki, son on beş yıldaki feminist düşüncenin gelişiminden belli belirsiz bir şekilde haberdar olan bir kimseye dahi tanıdık geliyorsa, bunun nedeni kadın hareketine özgü hatta belki de onun için kurucu olan bir çelişkiyi yansıttığı içindir: bir ucunda, toplumsal özneler olarak kadınlar adına siyasetin pozitifliği ya da olumlayıcı eylem, diğerinde ataerkil, burjuva kültürünün radikal eleştirisine içkin olumsuzluk olan bir gerilim, çift taraflı bir baskı, aynı anda sağa sola çekiştirilmek. Bu aynı zamanda, bizi temsilleri aracılığıyla yadsıyan ya da nesneleştiren söylemlerin özneleri olarak konuşmaya çalıştığımız için, kadınların dildeki çelişkisidir. Bovenschen’in ifade ettiği üzere, “Korkunç bir açmazdayız. Nasıl konuşuyoruz? Hangi kategorilerde düşünüyoruz? Mantık bile biraz erkeksi bir kandırmaca mı? ... Bu zamana dek, arzularımız ve mutluluk mefhumumuz kültürel geleneklerden ve modellerden hiç sıyrıldı mı?” (1977: 119).
___
- Couldry, N., & Mejias, U. (2019). The Cost of Connection: How Data is Colonizing Human Life and Appropriating It for Capitalism. California: Stanford University Press.