Urban Conservation Should Be Considered In the Framework of the Post-Modern Metropolis

İçinde yaşadığımız kentsel mekânın yapısını anlamak, mevcut dokuya yeni mimari müdahalelerde bulunmak ya da ona eklemlenmek için önemli bir aşamadır. Dünya üzerinde çeşitli coğrafyalarda yer alan kentlerin farklı kültürel ve morfolojilere sahip olduğu gözlemlenir. Coğrafi koşullar kadar mekânsal yapıyı etkileyen bir diğer faktör ise toplumların sosyo-kültürel yapısıdır. Bu birbiriyle iç içe geçmiş iki yapı kentlerin tarihsel bir süreç içerisinde değişmesine, evrilmesine neden olur. Bu değişimin mekaniğini anlamak amacıyla özellikle yirminci yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren kentler üzerinde morfolojik ve tipolojik çalışmaların ağırlık kazandığına tanık oluruz. Avrupa temelli bu çalışmalar farklı disiplinlerin bakış açılarından kent dokularının mekânsal yapılarını çözümlemeye çalışır. İngiltere’de coğrafya üzerinden giderek kentin morfolojik yapısı incelenirken, İtalya’da mimari ağırlıklı tipoloji ve morfoloji geleneği ön plana çıkar, Fransa’da çalışmalarını sürdüren Versailles okulu ise içerik olarak daha zengindir ve içinde mimarlık, kent planlama, felsefe, sosyoloji vb. alanlardan çeşitli araştırmacıları barındırır. Fakat hepsini ortak paydada bir araya getiren olgu kent mekânının özünde yatan gerçekler ve bu gerçeklerin önderliğinde bir kent kuramı geliştirme çabasıdır. Son birkaç on yıl içerisinde hem tipolojinin hem de morfolojinin inceleme yöntemlerini bir araya getiren ve daha kapsamlı bir bakışla kentsel mekâna odaklanan tipomorfolojik çalışmalar önem kazanmıştır. Her iki gelenekten de beslenen bu çalışmalarda gerçekleştirilen kentsel çözümleme, biçimlerin görünümlerini değil, düzenlemelerin mantığının kavranmasına yöneliktir. Bu metin kentsel mekânın altında yatan mantığı keşfetmeye yönelik kuramsal yaklaşımlar ve ağırlıklı olarak tipomorfoloji üzerinde odaklanacaktır. Bu kuramsal yaklaşımlar kimi zaman uzmanlar tarafından eksik ve tartışılabilir bulunmasına rağmen, fizik mekânla ve inşa edilmiş çevreyle ilgili titiz bir çalışmanın önemini ortaya koyar ve toplumsal olaylara da veri teşkil eden mantığı kavramaya çalışır.

Urban Conservation Should Be Considered In the Framework of the Post-Modern Metropolis

Many changes are affecting our environment and the same should happen within our disciplinary (and intellectual) frames. This is not always so, but if we go beyond the boundaries of individual expertise we might find new and valuable suggestions. This is true for what urban conservation is concerned, developing the word “urban” into its full meaning. Urban conservation has a long history: from Ruskin to Giovannoni to the present widening of scope and space, the debate has been developing in a number of directions. However, there are still inadequacies in the way urban conservation is linked to general urban policies, as witnessed by the conflicts arising between citizens and administrators on local decisions.

___

  • Piccinato, G. (2016). Urban Conservation Should Be Considered In the Framework of the Post-Modern Metropolis. İdealKent, ss. 337-340.