BİR KIZ EVLADIN DAÜSSILASI: “HATUNOĞLU KEMAL BEY” KİTABI

Aidiyet duygusu, bireyin kendi varlığını tanımlamasında, içinde bulunduğu toplumla ilişkilerini sağlamasında etkili bir güçtür. Kişi, duygusu nispetinde ait olduğu toplumun normlarını kabul eder, onu yaşar ve yaşatır, sürekliliği için çaba sarf eder. Bu duygu, insanın eşya ve mekâna maddi varlık ve değerlerinin ötesinde hafıza kıymeti yüklemesini sağlar. Kişi kendini o yer adıyla, o yerin değerleriyle hatta ortak his ve zevkleriyle tanımlar ya da fark etmeksizin onu yaşar. Çoğu zaman bu ortak yaklaşımlar o yere, o şehre dışarıdan gelenlerin gözlemleri sonucunda tespit edilir. Davranışları dışarıdan tespit edebilmek, o toplumla haz ve kederde ortak hisse ulaşmayı sağlamaz çoğu zaman. Ahmet Hamdi Tanpınar bu durumu, Paris seyahatinde yazdığı mektubunda “Bir şehrin içine girmek ne kadar güç. Ben Paris’in kabuğundayım ve daha resim, hatıra, kitap olarak her yere taşınabilecek şeylerden başka bir şey görmedim. Daha ziyade bir kitaptan çıkmış gibiyim. Yahut başımı çıkarmış gibi” (Tanpınar 1992: 58) cümleleriyle anlatır. Bir şehri yaşamak, bir şehrin reflekslerini hissetmek o şehre ait olmanın hazzı, aidiyet duygusu, aileyle, çevreyle ve şehirle birleşir. Hatunoğlu Kemal Bey Ayşe Neslihan Hatunoğlu’nun babasının biyografisini anlatırken kendi aile geçmişini ve birçok edebî, siyasi, tarihi metne mekân olan Osmanlı- Rus Savaşı’ndan Cumhuriyet’e uzanan süreçteki Erzurum’un da hikâyesini anlatır. Bir biyografi olduğu kadar Erzurum’a içeriden bakmanın anlatımıdır. Altı bölümden oluşan kitabın ilk bölümü on beş alt başlıktan oluşur. Birinci başlıkta ailenin soyadı kanunundan sonra alacağı “Hatunoğlu” soyadının, Timur dönemine kadar ulaşan hikâyesi bölge geçmişini çalışan akademisyenlerin tespitlerine dayandırılarak açıklanmaya çalışılır. Bundan sonraki başlıklarda, Erzurum’un Ruslar tarafından işgalinden 1950’lerin ortalarına kadar geçen zamanda Kemal’in ve onun etrafında oluşan olaylarla ailenin yaşadıkları anlatılır. Osmanlı subayı Hamid Bey ve üçüncü eş Şefika Hanım’ın 1910’da gerçekleşen evlilikleri ve bu evlilikten bir buçuk yıl sonra doğan Kemal’in çocukluk yılları anlatılırken dönemin sosyal ve kültürel hayatının yansımaları da satır aralarında görülür. Eşkıya kurşunuyla yaralanan Hamid Bey’in vefatı, çok geçmeden Rusların Erzurum’u işgali, ailenin bütün düzenini bozar. Bir gün önce muhacir olarak yola çıkan Şefika, Rusların engellemeleri ile oğlu Kemal’den de ayrı kalır. Şefika, yengesi ve yaşlı Beydayı’nın Erzincan, Sivas, Kayseri ve Konya’ya kadar süren yolculukları Erzurum’da hemen her ailenin büyüklerinden dinlenebilecek türkülere konu olan göçün canlı bir resmi olarak sunulur. Rus işgalinin ardından Ermeni çetelerinin faaliyetleri, Erzurum’da Ermenilerin Ruslara nispetle çok daha zalim olduğu gerçeği hatıralar üzerinden anlatılır.

___

  • Hatunoğlu, A. Neslihan (2021). Hatunoğlu Kemal Bey. İstanbul: Göl Kitap Yayıncılık.
  • Tanpınar, A. Hamdi (1992). Tanpınar’ın Mektupları, (Haz. Zeynep Kerman). İstanbul: Dergâh Yayınları.