Güvenlik Bağlamında, Risk ve Tehdit Kavramları Arasındaki Farklar Nelerdir ve Nasıl Belirlenmelidir?

Güvenlik kavramı, günümüzde geniş alanlarda kullanılmasına karsın henüz net olarak tanımı yapılabilmiş değildir. Soğuk Savaş öncesi daha ziyade askeri güvenlik olarak algılanan güvenlik kavramı, soğuk savaşın sona ermesiyle birlikte daha geniş bir anlam ile nitelendirilmiş ve bu kapsamda siyasi, sosyal, ekonomik ve çevresel konular da kavram içerisine ilave edilmiştir. Güvenlik kavramındaki bu genişlemeye paralel olarak risk ve tehdit kavramları askeri konuların yanı sıra siyasi, sosyal, ekonomik ve çevresel konuları içine alan ve devletin bütün organlarını ilgilendiren bir mahiyet almıştır. Aynı bağlamda güvenlik, pasif yapıdan, sürekli değişen ve takip edilmeyi gerektiren aktif bir yapıya geçmiştir. Güvenliğin, kimin için ve ne kadar olduğuna karar verilebilmesi için, öncelikle güvenlik çalışmasının başlangıç noktasını oluşturan risk ve tehditlerin belirlenmesi gerekmektedir. Risk ve tehditlerin belirlenmesinde en temel etken, yönetimin sahip olduğu yeteneklerdir. Bir konunun tehdit veya risk olması, konunun kendi özelliğinden ziyade onu kabul eden kişi, kurum veya ülkenin kendi yetenek ve kabiliyeti doğrultusunda algılamasına bağlıdır. Güvenlik, istihbarat unsurları, silahlı kuvvetler, diplomatlar, polis/jandarma/özel güvenlik teşkilatları, sivil toplum örgütleri ve uluslararası güvenlik örgütleri tarafından sağlanabilecek geniş içerikli bir olgudur. Değişen koşullara da bağlı olarak süreklidir. Bu nedenle anayasal bir kurum olan Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'ne önceki dönemlere nazaran daha fazla ihtiyaç bulunmaktadır. Söz konusu kurulun pasifleştirilmesinden ziyade, içerisine sosyal, siyasi, ekonomik, askeri, çevresel konularda uzman kişilerin yanı sıra uluslararası ilişkiler ve özellikle üniversitelerin öğretim elemanlarının dahil edilerek oluşturulması, zamandan ve ortamdan kaynaklanan bir zorunluluk haline gelmiştir. Siyasi degil bilimsel yöntemlerle çalısan teknik bir kurul niteliginde olmalıdır.

What are the Differences between the Concepts of Risk and Threat within the Context of Security and How Should These Differences Be Determined?

Güvenlik kavramı, günümüzde geniş alanlarda kullanılmasına karsın henüz net olarak tanımı yapılabilmiş değildir. Soğuk Savaş öncesi daha ziyade askeri güvenlik olarak algılanan güvenlik kavramı, soğuk savaşın sona ermesiyle birlikte daha geniş bir anlam ile nitelendirilmiş ve bu kapsamda siyasi, sosyal, ekonomik ve çevresel konular da kavram içerisine ilave edilmiştir. Güvenlik kavramındaki bu genişlemeye paralel olarak risk ve tehdit kavramları askeri konuların yanı sıra siyasi, sosyal, ekonomik ve çevresel konuları içine alan ve devletin bütün organlarını ilgilendiren bir mahiyet almıştır. Aynı bağlamda güvenlik, pasif yapıdan, sürekli değişen ve takip edilmeyi gerektiren aktif bir yapıya geçmiştir. Güvenliğin, kimin için ve ne kadar olduğuna karar verilebilmesi için, öncelikle güvenlik çalışmasının başlangıç noktasını oluşturan risk ve tehditlerin belirlenmesi gerekmektedir. Risk ve tehditlerin belirlenmesinde en temel etken, yönetimin sahip olduğu yeteneklerdir. Bir konunun tehdit veya risk olması, konunun kendi özelliğinden ziyade onu kabul eden kişi, kurum veya ülkenin kendi yetenek ve kabiliyeti doğrultusunda algılamasına bağlıdır. Güvenlik, istihbarat unsurları, silahlı kuvvetler, diplomatlar, polis/jandarma/özel güvenlik teşkilatları, sivil toplum örgütleri ve uluslararası güvenlik örgütleri tarafından sağlanabilecek geniş içerikli bir olgudur. Değişen koşullara da bağlı olarak süreklidir. Bu nedenle anayasal bir kurum olan Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'ne önceki dönemlere nazaran daha fazla ihtiyaç bulunmaktadır. Söz konusu kurulun pasifleştirilmesinden ziyade, içerisine sosyal, siyasi, ekonomik, askeri, çevresel konularda uzman kişilerin yanı sıra uluslararası ilişkiler ve özellikle üniversitelerin öğretim elemanlarının dahil edilerek oluşturulması, zamandan ve ortamdan kaynaklanan bir zorunluluk haline gelmiştir. Siyasi degil bilimsel yöntemlerle çalısan teknik bir kurul niteliginde olmalıdır.