Kur'ân-ı Kerîm'e Göre Kalbin Duyu ve Yeteneklerinden Küfür

Kur’ân-ı Kerim’in beyan buyurduğuna göre insan, hem iyiliğe hem de kötülüğe kabiliyetli bir varlık olarak yaratılmıştır. Ne var ki lütuf ve keremi sonsuz olan Allah, insanı bu iki zıt kabiliyeti arasında şaşkın ve perişan bırakmamış, ona “akıl” gibi temyiz edici bir kuvvet vermiştir. Cenab-ı Hak Yüce Kitab’ında insanı, önüne İlâhi gerçekleri sere¬rek, devamlı aklını kullanmaya çağırmaktadır. Allah tarafından aklım kullanmayanlar zemmedilirken, akıl sahipleri yani kendilerine verilen akıl nimetini gerçek anlamda kullananlar da övülmektedirler. Kur’ân-ı Kerim’de insanları akletmeye yönelten ayetler olduğu gibi, akletme işini kalbin yaptığım, iman ve imansızlıkların kalpten çıktığım belirten ayetlerde pek çoktur. Çünkü kalp, insanı gerçek bil-giye götüren bir kaynaktır. İman, küfür, hasenat, seyyiat onun fiili erindendir. Bu yüzden kalp insanın özü ve günahın gerçek mahallidir. Bütün duyu¬lar, kalbin hizmetçileri durumundadır. Kur’ân’da duyular ile anlamanın, akletmenin merkezi sayılan kalp arasında çok sıkı bağlar vardır. Bu sebeple Kur’ân’da duyuları olmayanın düşünemeyeceği ve kendilerine duyular verilen insanların da niçin düşünemedikleri her zaman sorgulanmıştır. sâlim düşünebilmek için duyulardan istifade edil¬mesi gerektiği ifade edildiği gibi, duyular ve kalbin görevlerini yap-madıklarından, yani anlayıp akletmediklerinden de söz edilir. Gerçekte sağır ve dilsiz olmayan insanlar sağır ve dilsiz olarak vasıflandırılırlar.
Anahtar Kelimeler:

Duyular, Kalp, Kur'ân, Küfr

Accordinğ To The Quran Unbelief From The Sense And Talents of The Heart

According to the Qur'an, man was created as a being capable of both good and evil. However, Allah, whose grace and generosity is endless, did not leave people confused and devastated between these two opposite abilities, and gave people a power like "reason" to distinguish good from bad. In his Great Book, God showed people the divine truths and called them to use their minds constantly. While those who do not use their intelligence are vilified by Allah, those who use the real blessing of reason are also praised. There are many verses in the Qur'an that direct people to use their minds, and there are many verses that indicate that the heart has a sense of feeling, and that the place of faith and unbelief is the heart. Because the heart is a source that leads people to real knowledge. Faith, unbelief, goodness, evil are among his actions. That is why the heart is the essence of man and the true locus of sin. All the senses are servants of the heart. In the Qur'an, there are very close ties between the senses and the heart, which is considered the center of understanding and reasoning. In the Qur'an, it has always been questioned why those who do not have senses cannot think and why people who are given senses cannot think. It is stated that the senses should be used in order to think correctly, and people's lack of understanding is mentioned when the senses and the heart do not fulfill their duties. People who are not actually deaf and dumb are characterized as deaf and dumb.

___

  • Âlûsî, el-Bağdâdî. (trz.). Rûhu’l-Meânî fi tefsîri’l-Kurûni’l-Azîm, Beyrut.
  • Atay, Hüseyin. (1968). Kur’ân’da Bilgi Teorisi, Ankara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, XVI-1 Ankara. 155-176.
  • Attâr, Ebû Hâmid Ferîdüddîn Muhammed b. Ebî Bekr İbrâhîm-i Nîsâbûrî. (1984). Tezkiretul-Evliyâ, İstanbul.
  • Aydın, Hüseyin. (1976). Muhâsibî’nin Tasavvuf Felsefesi. Ankara.
  • Beydavî, Kâdî Ebû Saîd Nasırüddin Abdullah b. Ömer b. Muhammed. (1314). Envâru’t-Tenzîl ve Esrâru’t-Te’vîl. Dersaadet.
  • Buhârî, Muhammed b. İsmail. (1908). Câmiu’s-Sahih, Leiden.
  • Cerrahoğlu, İsmail. (1984). Kur’ân-ı Kerîm Meal ve Tefsiri, (Talat Koçyiğit ile beraber), Ankara. Diyanet İşleri Başkanlığı Yayını.
  • Ğazâlî, Ebû Hamid Muhammed b. Muhammed. (1306). İhya Ulûmi’d-Din. Mısır.
  • İbn Hanbel, Ebû Abdullah Ahmed b. Muhammed eş-Şeybani Ahmed b.Ahmed. (trz.). el-Müsned. Mısır.
  • İbn Kesîr, Ebü'l-Fida İmadüddin İsmail b. Ömer. (1981/1402). İhtisaru Muhammed Ali Sabuni. Beyrut.
  • İbn Kesîr, Ebü'l-Fida İmadüddin İsmail b. Ömer. ( 1956/1376). Tefsîrul-Kur’ânil-Azîm, Kahire.
  • İbn Manzûr, Ebü'l-Fazl Muhammed b. Mükerrem b. Ali el-Ensârî. (1968/1388). Lisânul-Arab, Beyrut.
  • İsfehânî, Ebü'l-Kâsım Hüseyin b. Muhammed b. Mufaddal Ragıb. (1961/1381). el-Müfredâtu fi Garibil-Kur’ûn. Mısır.
  • Kehribâr, Mehmet Sadık. (1974). Tasavvufun İncelikleri. İstanbul.
  • Kurtabî, Ebû Abdullah Muhammed b. Ahmed el-Ensârî. (1967/1387). El-Câmiu li-Ahkâmi’l-Kur’ân. Kahire.
  • Kutub, Seyyid b. Kutub b. İbrahim Seyyid. (trz.). Fî Zilâli’l-Kur’ân, 4. baskı, Beyrut.
  • Mevdûdî, Seyyid Ebû’l-A’lâ (1987). Tefhîmu’l-Kur’ân, İstanbul.
  • Muhâsibî, Ebû Abdillah ibn Hâris. (1971/1391). el-Akl ve Fehmu’l-Kur’ân. (Hüseyin Kuvvetli,Thk.) Beyrut.
  • Râzî, Ebû Abdillâh Ebü'l-Fazl Fahrüddîn Muhammed b. Ömer b. Hüseyn Fahreddin. (1990/1410). Mefâtihu’l-Gayb (Tefsîru’l-Kebîr). Beyrut.
  • Sâbûnî, Muhammed Ali. (1986/1406). Safvetu’t-Tefâsîr, Beyrut.
  • Taberî, Ebû Cafer İbn Cerir Muhammed b. Cerir b. Yezid Muhammed. (1954/1373). Câmiu’l-Beyân an Te’vili Âyi’l-Kur’ân (Tefsiru’t-Taberî), Mısır.
  • Vehbi, Mehmet. (1342). Hulâsâtu’l-Beyân fî Tefsîri’l-Kur’ân. İstanbul.
  • Yazır, Muhammed Hamdi. (1935). Hak Dini Kur’ân Dili, İstanbul.
  • Zemahşerî, Ebü'l-Kasım Carullah Mahmûd b. Ömer b. Muhammed. (1953). el-Keşşqf an Hakâiki Gavâmidi’t-Tenzîl ve Uyûni’l-Ekâvîl fi Vücûhi’t-Te’vil (Tefsîru’l-Keşşqf). Kahire.