Kemalizm, Dil ve Hegemonya

Türk modernleşme tarihinin önemli veçhelerinden birini Tek Parti döneminde kültürel sahada gerçekleştirilen ve halen tamamen sona erdiğini söyleyemeyeceğimiz dil devrimi oluşturur. Dil devriminin Kemalizm’in hegemonyasının toplumda yayılmasında etkili bir amil olduğu göz ardı edilemez vakadır. Dil devriminin farklı boyutlarının incelenmesinde Gramsci’nin dile dair tespitlerinin ve kullandığı kavramlar takımının ufuk açıcı bir vasfa sahip olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle kültürün ve dilin sosyal gruplar ve sınıflarla olan ilişkisinin siyasi karakterini vurgulaması Gramsci’nin incelemelerini önemli kılmaktadır. Gramsci’nin dile dair yazdıkları, fazla bir yekûn tutmamakla birlikte, sonrası için planladığı lakin ömrünün vefa etmediği geniş çaplı bir programın özeti ve yol işaretleri olarak değerlendirilebilirler. Dil ile hegemonya, maduniyet, dünya görüşü, tarih, kültür, hiss-i müşterek, sınıf mücadelesi ve sivil toplum arasında kurmuş olduğu bağlantılar, tahlillerini çok boyutlu bir hale getirmektedir. Çalışmada, Gramsci’nin geniş ve şümullü yaklaşımının tamamına baş vurmadan, sınırlı bir şekilde de olsa dil devrimi açısından ima ettiği hususların bir kısmı irdelenmeye çalışılmıştır.

Kemalism, Language and Hegemony

One of the important aspects of the history of Turkey’s modernization is the Turkish language reform that took place in the cultural field during the Single Party period, and which we cannot say has ended yet. It cannot be ignored that the Turkish language reform was a key factor in spreading the hegemony of Kemalism in society. It can be suggested that Gramsci’s findings on language and the set of concepts he uses have a seminal role in the study of the different dimensions of the Turkish language reform. In particular, Gramsci’s emphasis on the political character of the relationship of culture and language to social groups and social classes makes his studies important. Gramsci’s writings on the language, although they do not hold much of a whole, can be considered as a summary and road signs of a large-scale program that he planned for the future but did not live long enough to do so. The connections that he establishes between language, hegemony, subalternity, worldview, history, culture, commonsense, class struggle and civil society make his analyses multidimensional. This study aims to examine some of the points Gramsci’s work implied with regard to the Turkish language reform without referring to his broad and comprehensive approach entirely and albeit in a limited way.