TÜRK HALK HİKÂYELERİNDE KÜLTÜREL BİR ANLAM ALANI OLARAK ADİL İNSAN TİPİ

Yerleşik hayata geçtikten sonraki dönemde ortaya çıkan halk hikâyeleri, toplumsal iç yapılanmaların ve çatışmaların oluşmaya başladığı bir dönemin ürünüdür. Bu dönemde toplumsal düzeni sağlamak ve toplumsal birliği inşa etmek için birçok değerler dizisi oluşur. Bu değerler, sözlü gelenek içinde yüz yüze iletişim bağlamında çeşitli yollarla nesillere aktarılır. Bu sayede toplumsal bütünlük sağlanmaya çalışılır. Sözlü geleneğe ilişkin çeşitli üretimlerde gerek davranış gerek dil yoluyla oluşturulan değerlerden biri de adalettir. Adalet kavramı, toplumsal işleyişin sağlanmasında hayati bir kavram olarak öne çıkar. Bu bağlamda halk hikâyeleri ortaya çıktıkları dönem itibariyle toplumun iç meselelerini anlatan anlatılar olarak bilinmekte ve bireyin birey, toplum, Tanrı, devlet ve çevreyle olan ilişkilerini düzenleyen adalet anlayışını tüm yönleriyle yansıttığı düşünülmektedir. Dolayısıyla adalet ve adaletle ilgili temel kavramlar, sınırlarının toplumsal yaşamla belirlenmesi ve zihinsel kodlamalar halinde ortak belleğe yerleştirilmesi açısından kültür içinde bir anlam alanı yaratır. Hikâye anlatıcıları, icra ortamlarında adalete ilişkin göstergeleri aktararak ve yeniden üreterek kültürel anlam alanının inşasına katkıda bulunurlar. Bu makalenin konusu, halk hikâyeleri içinde yansıtılan adalet anlayışını farklı görünümleri üzerinden tespit etmek ve değerlendirmektir. Halk hikâyelerindeki adalet değerinin eylemleri gerçekleştiren kahramanlar üzerinden yansıması, bu kahramanların bir kalıplaşmaya meyil verip vermediklerini düşündürür. Buna bağlı olarak adil insan diyebileceğimiz bir tipten bahsetmenin mümkün olup olmadığı değerlendirilmesi gereken bir probleme işaret eder. Bu sebeple makalede, kahraman merkezli bir inceleme yapılmıştır. Bu bağlamda kahramanlar olay örgüsündeki adaletli ve adaletsiz olarak nitelendirilebilecek eylemlerine göre olumlu ve olumsuz olarak sınıflandırılmıştır. Olumlu ve olumsuz olarak belirlenen kahramanların ideal olan ile adaletin olmadığı durumlar üzerinden adaleti temsil eden bir tipe işaret ettikleri söylenebilir. Yani kahraman kadrosu, halk hikâyelerindeki adalet-adaletsizlik zıtlığı üzerine inşa edilen adalet anlayışına uygun bir tipoloji algısı sunar. Kahramanların adalet anlayışları üzerinden gizli olarak adil insan imajı yaratılır ve örtük bir tip olarak sunulur. Buradan hareketle okuyucu/dinleyicinin zihninde bir tasarım oluşturmak için örtük olarak sunulan adil insan tipinin yapısı ve özellikleri tespit edilerek incelenmiştir.