ANTİK DÖNEMİN EKLEKTİK FİLOZOFU AKARAGAS'LI EMPEDOKLES

Antik dönem filozoflarının yaptıkları doğa gözlemlerinin onları ‘hiçlikten hiçbir şey meydana gelmez ama temel ve zorunluluktan her şey meydana gelir’ düşüncesine götürdüğü bilinen bir husustur. Böyle bir düşünmeyi kendilerine hareket noktası kabul eden Antik Yunan döneminin filozofları, doğanın esasını oluşturan temel ilkenin ne olduğu üzerinde durmuşlar ve bu konudaki görüşlerini açıklamışlardır. Antik dönemde doğanın esasını maddi nedenlere bağlayan filozoflar olduğu gibi, tamamıyla soyut ilkeye bağlayan filozoflar da olmuştur. Bu filozofların bazıları, her şeyin oluşmasını sağlayan temel ilkenin, kendisi hiç yok olmadan değişerek kendisi dışındaki varlıkların var olmalarını ve varlıktan gitmelerini sağladığını ileri sürerken, bazıları da Varlığın Bir olduğunu, yaratılmadığını, yaratılmadığı için de yok olmayacağını, değişmediğini, kendi kendisinin aynı kaldığını ileri sürmüşlerdir. Bunun yanında her şeyin temelinin ne olduğu sorusuna verilen cevaplarıyla, daha önceden töz konusunda ileri sürülen farklı görüşleri birleştirerek, yeni bir felsefi görüş geliştirmeyi deneyen filozoflar da olmuştur. Böyle bir denemeyi kendine özgü bir yöntemle gerçekleştiren Empedokles, düşünce tarihinde ayrımlanmış bir filozof olmayı hak etmiştir. Öyle ki, o, bir taraftan Herakleitos’un tözün değiştiği görüşünü, diğer taraftan da Parmenides’in Varlığın değişmezliği görüşünü kabul ederek, bu iki farklı görüşü birleştirerek yeni bir felsefi görüş ortaya koymuştur. İşte bu araştırmada, Empedokles’in ‘her şeyin dört kökü’nün ezeli ebedi olduğu görüşü ile bu dört kökün birleşmesi ve ayrılması sonucu evrendeki her şeyin varlığa geldikleri ve varlıktan gittikleri görüşü gösterilmeye çalışılacaktır.

Empedocles of Acragas as an Eclectic Philosopher of Ancient Period

___

  • Aristoteles, Metafizik, c. 1 (A-Z). Çeviren: Ahmet Arslan, Ege Üniv. Basımevi, İzmir, 1985.