İNGİLTERE’NİN AB İLE İMTİHANI: SİYASAL SÖYLEMLERDE AVRUPA-ŞÜPHECİLİĞİN EVRİMİ VE BREXIT

1973 yılında Avrupa Topluluğu’na (AT) üye olan İngiltere’nin 1997’ye kadarki üyelik süreci “tuhaf ortaklık” (awkward partner) şeklinde tanımlanmaktadır.2 Bu ortaklık temel olarak pragmatik bir oyuncu olarak AT’ye yaklaşan Margaret Thatcher tarafından şekillendirilmiş ve Muhafazakâr hükümetler tarafından da benimsenmiştir. Major’ın pragmatik yaklaşımı başbakanlığının son döneminde terk edilmiş ve İngiltere Avrupa Birliği’nin derinleşme sürecine karşı çıkmıştır. Tony Blair, ülke tarihinde AB üyeliği ile ilgili en yapıcı ve destekçi başbakan olarak tanımlanabilir. Blair on yıllık başbakanlığı süresince AB ile daha derinlemesine bütünleşme için pek çok önemli karar aldı. Birliğin 1997-2007 yılları arasında üyelerin üzerinde oydaşamadıkları en sorunlu konularından olan Dış Politika ve Savunma Politikaları hakkında dahi İngiltere’nin Birlik politikalarına yakınlaşması ve hatta öncülük etmesi gerektiğini savundu. 17 Şubat 2017’de yapmış olduğu konuşmasında ülkenin AB’den ayrılması olarak tanımlanan Brexit sürecinin olası olumsuz sonuçlarına işaret eden Blair (referandumun hemen akabinde ivedi bir şekilde Brexit taraftarlarının da dikkatini çeken kaygılarına temas ederek) AB’den ayrılmanın doğurabileceği potansiyel sorunları hatırlatarak tarihi yapıcı ve AB-yanlısı misyonunu da bir kez daha yerine getirmiş oldu. Bu çalışmada İngiltere’nin Avrupa Birliği’ne üyelik süreci siyasi liderlerin AT/AB konusundaki tutum ve yaklaşımları üzerinden değerlendirecek ve aynı şekilde “Brexit” olarak adlandırılan İngiltere’nin Birlik üyeliğinden ayrılma yönündeki referandum süreci ve atında yatan dinamikler siyasi tarihsel etmenlere değinilerek lider tutumları ve yaklaşımları bağlamında incelenecektir